Her yıl tüm dünyada 7-14 Ocak tarihleri arasında Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası etkinlikleri düzenlenir.

Bu kapsamda cumartesi günü Antalya’da da Beyaz Baston Görmeyenler Derneği ile Görme Engelliler ve İletişim Platformu farkındalık yürüyüşü düzenledi.

Etkinlik gazetelerde aynı gün haber oldu.

Bir gün sonra ise maalesef hepimiz görme engelli vatandaşları unuttuk.

Yeniden hatırlamamız için bugün konuyu köşeme taşımak istedim.

Türkiye’de de yavaş yavaş engelli vatandaşlara yönelik çalışmalar yürütülüyor. Henüz istenilen düzeyde olmasa da adım atılması sevindirici bir gelişme. Toplu taşıma araçları, tuvaletler, kaldırımlar başta olmak üzere birçok alanda engelliler düşünülerek hareket ediliyor. Antalya’da ise bu konuda ciddi anlamda ilerleme göze çarpıyor. Kent merkezinde neredeyse bütün kaldırımlarda engelli yürüyüş yolları ve rampalar mevcut. Yukarıda da belirttiğim gibi bu çalışmalar son derece önemli ve sevindirici. Ancak engellilere yönelik atılan bu adımlara biz toplum olarak ne kadar duyarlıyız? Örneğin engelli yürüyüş yolunu esnaf olarak kapatıyoruz. Hatta masa-sandalye atıp tavla bile oynuyoruz. Rampa yollarına ise araçlarımızı park edip bir engel de biz çıkarıyoruz. Yani kafalardaki engelleri aşmadığımız müddetçe atılan adımların da bir anlamı olmaz. Dolayısıyla belediyelerin yürüttüğü bu önemli çalışmalara biz de destek verirsek, dikkate alırsak işte o zaman anlam kazanır.

Yukarıda sözünü ettiğim engeller, Antalya’da düzenlenen etkinlikte de gündeme geldi. Farkındalık yürüyüşü düzenleyen görme engelliler, “Hey esnaf baksana ne işi var o masanın kaldırımda, üç beş metre sonrası sandalye çıkıyor karşımıza. Hey şoför baksana o arabanın ne işi var kaldırımda” gibi sloganlar attı. Ardından, “Kapatın gözlerinizi anladınız mı?, Kaldırıma araba park etme, görmemek kaderim, ulaşamamak kaderim olmasın” diye haykırdılar.

Bu haykırışa katılmamak mümkün değil. Hadi gelin bugünden itibaren konuya biraz daha hassasiyet gösterelim, empati yapalım. Bunu başarırsak işte o zaman arzuladığımız hedefe ulaşırız.