Şimdi isimlerini yazacağım sivil toplum kuruluşlarına dikkatinizi çekmek istiyorum..
Kendilerine, “Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu” diyorlar..
Oda’lardan oluşuyor..
İsimleri de şöyle:
“Antalya Barosu, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Diş Hekimleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Harita Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, Veteriner Hekimleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Orman Mühendisleri Odası, Eczacılar Odası, Tabipler Odası..”
Bu kurulun işi-gücü..
BİR.. Antalya’ya yapılacak yatırımı engellemek..
İKİ.. Yatırımcının gözünü korkutup kaçırmak..
ÜÇ.. Üstlerine vazife olmayan “siyasi” konulara bile dalıp, kafaları bulandırmak..
DÖRT.. Taraf oldukları siyasi görüşe sahip yöneticilere göz yummak, diğerini yerden yere vurmak..

Çok mu ağır oldu yazdıklarım?
Aksine, az bile yazdım..
Çünkü..
Yaptıkları açıklamalar bu tür örneklerle dolu..

Bugüne kadar bu kurulu oluşturan odaların hiçbiriyle ekonomik, siyasi, sosyal hiçbir ilişkim olmadı, olmaz..
Bu nedenle bana bir zararları dokundu da o nedenle “ağır” yazıyorum sanılmasın..
“Niye”sini anlatayım..

Antalya için “çok önemli” projeler üretildiğinde..
Eğer bu projeyi üreten taraf, meyil verdikleri (veya gelecekte çıkar sağlayacakları) siyasi görüş yönündeyse “gık”ları çıkmıyor..
Örneğin..
Hala gündemde olan 100. Yıl Projesi için yaptıkları açıklama..
“100. Yıl’da spor tesisi yapılmasına karşı olmadığımızı, buradaki yapılaşmanın (iş merkezinin) kentin genel plan kararlarına aykırı olacağını…….” dediler..
Burada amacın “rant yaratmak” olduğunu söylediler..
Ama..
İş merkezine karşı çıkarken..
Hemen bitişiğindeki Meltem Mahallesi’nde “bitişik nizam” 10-15 katlı binalar yapılırken neredeydi bu Oda’lar?
Kentin hemen hemen her yerine..
Hatta SİT alanlarına..
Büyük iş merkezleri yapılırken neredeydi bu Oda’lar?
Bunlar kentin genel görüntüsüne çok mu uygun?
Şuna inanın..
Projeyi “Ak Partili Menderes Türel” değil de, “CHP’li bir Menderes Türel” yapsaydı, yine “gık”ları çıkmazdı..
Tıpkı bugün Antalya’da yaşanan “hizmet fiyaskoları”nda “gık”larının çıkmadığı gibi..

Öte yandan..
3 yıldır Antalya’nın en önemli sorunu olarak gösterilen “ulaşım” konusunda atılmış bir adım yokken..
Hava kirliliği aynı düzeyde devam ederken..
Büyükşehir Meclisi’nde, tarihinde ilk kez ve defalarca meydan savaşı verilen “imar planları” yapılırken..
Düden’deki olaylar 2 CHP’li üyenin başını yerken..
6 tane çukur hala “çukur” olarak dururken..
Caddelere çiçek ektirip 1 hafta sonra kazdırırken..
Hizmeti, “milleti eğlendirmek” veya “Antalya’yı hiç ilgilendirmeyen söyleşiler yapmak” olarak görürken..
Ve bunlar için 2011de 35 milyon lira harcayıp, 2012 bütçesine de 40 milyon lira ayırırken..
“Akıllı trafik ışıkları” diyerek hiç faydası olmayacak yöntemlere Antalya’nın milyonlarca lirasını “boş yere” harcarken..
Bir “Halkkart faciası” ortalığı kasıp kavururken..
Dikkat edin, Akaydın ve ekibine hiçbirinin sesi çıkmıyor..

Önemli olan “Antalya’nın çıkarları” ise..
Bu konularda yaptıkları bir açıklama duymadım..
Bu Oda’ların hepsi..
Kendi meslek dallarında birer uzman..
Bundan hiç kuşkum yok..
Ama..
Görünen o ki..
Amaçları “Antalya’nın yararı” falan değil..
Temsil ettikleri Oda’ları “basamak” olarak kullanmak..
Aksini söyleyeceklerse..
Akaydın’ın yanlışlarından birini bile ortaya koyup, “Hoca bu konuda yanlış yaptın” diye bir açıklama yapsınlar da görelim..
Haydi bakalım..