Toplumu sürekli germenin getireceği sonuçlara katlanmak zorunda kalmak, ülkem insanının kaderi olmamalı..
Bir genel başkan TBMM’de asli görevini yapmak yerine “siyasi şov”u tercih ediyor..
Bir kadın manken insanlara ‘nefret” aşılıyor, yabancı hamile bir kadının katledilmesinin önünü açıyor..
Bu tür olaylar da insanlar arasında keskin ayrışmalara neden oluyor..
Yani; “gerçekler”den uzaklaşılıyor ve bu ülkeyi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürülüyor..
Bugün de bunları anlatan bir-iki paylaşımı sizlere aktarmak istiyorum..
Bakalım kendine “hisse” çıkaran olacak mı?
…
KAÇ KİŞİ VARDI?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan yola çıkıp Maltepe'de sonlandırdığı 'adalet mitingi'nde önceki gün en merak edilen konulardan biri de kaç kişinin mitinge katıldığı oldu..
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel miting alanında 1 milyon 600 bin kişinin olduğunu açıkladı..
Alan 40 bin metrekare..
Özel’in yaptığı tespite göre, metrekareye 40 kişi sığmış..
…
İstanbul Valiliği de, “miting alanında yüzölçümü dikkate alınarak yapılan inceleme ve ölçümleme sonucunda; katılımcı sayısının yaklaşık 175.000 olduğu sonucuna varılmıştır" açıklamasında bulundu..
Bu hesaplamaya göre ise, metrekareye 4.3 kişi sığmış..
...
Bu CHP ne zaman “GERÇEKÇİ” olacak, çok merak ediyorum..
Hala bir kesimi kandırabilmenin ve bir kesimi de germenin peşinde koşuyor, yazık..
…
LA NE GANDHİ'Sİ?
Kemal Kılıçdaroğlu elinde “adalet” yazılı pankartla Ankara’dan İstanbul’a doğru yola çıktığında, Gürsel Tekin, “Gandi yola çıktı” diye bir paylaşım yapmıştı..
Birkaç gün sonra vatandaş Deniz Aşkın, bir fotoğraf paylaşmış..
Fotoğrafta; “adalet yürüyüşü” yapan Kılıçdaroğlu lüks bir karavanın içinde Deniz Baykal ve bazı CHP’li vekillerle birlikte yemek yiyor..
Deniz Aşkın bu fotoğrafın altına şunu yazmış:
“La ne Gandhi'si?
Gandhi zamanında karavan mı vardı?
İki doktor, masajcı, aşçı mı vardı, hizmetinde garsonlar mı vardı?
Gandhi yerlerde yatarak yürüdü..
Ayrıca, ülkede işgal mi var?
Takiyyeciler sizi..
Hani sosyalisttin, hani ezilen halkın yanındaydın?
Yanına bir vatandaş alsaydın bari..
Where is the adalet?
Bi de kalkmış saraydaki klozeti söylüyor..
Eeee bu lüks ne?”
…
Buna yorum yapmayacağım, siz ne derseniz kabulümdür..
…
BİZE N’OLDU BÖYLE?
Mehmet Ali Sarıca, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e sormuş:
“Bize ne oldu ki, bize sığınan kadının, çocuğun, bebeğin katili olduk?”
Ardından sorusuna yine kendisi cevap vermiş:
“Samimiyetimiz yok, şekilci bir müslümanlık oluşturduk.. İman'dan ahlakı söküp attık, bomboş kaldı.. Diyanet olarak ‘Asr-ı Saadet Dönemi’ Müslümanlığını anlatamadınız.. Yüce dinimizin ticarileşmesi ve siyasallaşması tehlikelerine karşı sesiniz sedanız çıkmadı..”
…
Sarıca’nın bu paylaşımına, Hatipoğlu Atay bir “alıntı”yla katılmış:
“Yozlaşmanın ne zaman başladığını bilmiyorum..
Önce din ‘kültür’ olarak, sonra ahlak ‘bilgi’ olarak okutulmaya başlandı okullarda..
Sonra ‘merhamet’ valizini toplayıp gitti bir not bile bırakmadan..
‘Arsızlığın’ adına ‘cool olmak’ dediler, ‘pervasızlığın’ adı ‘özgüven’ oldu..
Trafikte bayan şoförlere sövdü erkek gibi erkekler, kendilerine yürümeyi öğretenin de bir kadın olduğunu unutarak..
‘Ne ağlıyorsun karı gibi’ diyerek ergene öyle bir güç aşıladı ki mahallelerin ağır abileri, artık bu dünyada hangi kadın durabilirdi ki karşısında?
"Hayat sana hiç bir şey vermez, sen istediğini koparıp alacaksın" diye miligram miligram aşıladılar yıllarca sosyal medyadan cesaret haplarını..
İşte tam o gündü, ‘kanaatkarlık ve sebat’ birbirine yumruklar savurarak karanlık bir sokakta kayıplara karıştı..
Yılbaşı kutlamayı, sevgililer gününün anlam ve önemine uygun davranmayı‘sosyalleşme’ zannettiğimiz şeyleri öğretti de bize toplum, ensar ile muhacirin (yardım kardeşliğinin) ne olduğunu ne ara unuttuk bilemedim..
Ve en sonunda akl-ı selim koca koca adamlar, birer ‘mankurta (öz köküne yabancı)’ dönüştü..
Hesapsız, kitapsız; hem bu alemde hem ebedi alemde ceza kesileceğini düşünemeyecek kadar akıllar da vicdanlar da terk etti bedenleri..
Hayvan bile kıymaz avının yavrusuna..
Bebek katilleri ve tecavüzcüler için idam gelirse içimiz soğur mu bir nebze?
Buz gibi olur efendim, buz gibi..
Taburesine vur desinler, vurmazsam adam değilim..”
…
Şimdi biliyorum, “Suriyeli kadının katli ile CHP notları ne alaka” diye soracaksınız..
Bi düşünün bakalım, Suriyeli mültecilere karşı ilk “nefret tohumunu” kim ekti Türkiye’de?