Sizlere Hürriyet Gazetesi’nden iki haber aktaracağım..
Bu iki haberi, “zihniyet” ve “gelişmişlik” açısından değerlendirmenizi istiyorum..
Sonra da..
Antalya’da “her naneye maydanoz olan” şu “Eşgüdüm”cülere, birileri artık dersini vermeli diyorum..
…
İşte o iki haber..
…
BİR..
Dünyanın en yükseği
Dünyanın en yüksek kulesi, Japonya’nın başkenti Tokyo’da resmen açıldı..
Bir önceki rekor, Çin’in Guangzhou kentinde bulunan 600 metrelik Canton Tower’a aitti..
Yapımı 4 yıl süren 634 metre yüksekliğindeki Sky Tree’nin içerisinde restoranlar, mağazalar, bir akvaryum ve eğlence mekanları bulunuyor..
18 asansörü bulunan kuleyi ilk gün yaklaşık 200 bin yerli ve yabancı insan ziyaret etti..
…
İKİ..
Stat rantı yaratılmasın
Antalya’ya stadyum yapılması için Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ile Gençlik-Spor Genel Müdürlüğü’nün protokol imzaladığını açıklayan Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, protokol gereği 100. Yıl alanının TOKİ’ye verilerek rant alanı yaratılacağını savundu..
“Bu kabul edilemez” dedi..
Eşgüdüm Kurulu’nun iddiasına göre, 100. Yıl alanına “dev rezidans” yapılacak..
…
100. Yıl alanına ne yapılacakmış?
Dev bir rezidans..
Yüksekliği 260 metre civarında olan bir yapı..
İçinde mağazalar, konutlar, restoranlar ve insanların ilgisini çekecek başka şeyler..
…
Merak ediyorum..
Bu Japonlar ve Çinliler çok mu aptallar acaba?
Ya da dünyanın “turist çeken” birçok ülkesi..
Niye “en yüksek” binayı dikip içini mağazalarla-restoranlarla doldurmaya çalışıyor?
Niye durmadan kentlerinin bağrına “hançer” sokup duruyor?
Başka AVM’leri mi yok?
Cevap “BİR No.lu” haberde..
Bir günde o binaya gelen ziyaretçi sayısı 200 bin kişi..
Bu ne demek?
“Bu tür yapılar insanların ilgisini fazlasıyla çekiyor” demek..
Başka ne demek?
“Ticaret, istihdam, kazanç, rant” demek..
…
“100. Yıl’a o kadar yüksek binayı diktirip Antalya’nın bağrına hançer sokturmayız” diyen zihniyete, Japonya’daki ve Çin’deki “kasatura”lar kapak olsun..
2-2.5 yıl önce bitecek stadyum ve arena ile yanına yapılacak rezidanstan sonra bir “yaşam alanı” haline gelecek 100. Yıl alanının Antalya’ya kazandıracaklarını hesap etmekten yoksun “beyin”ler, hala aynı “istemezük” zihniyetini devam ettiriyor..
Antalya bu “Eşgüdüm Kurulu”nun zihniyetinden kurtulmadığı sürece..
Antalya, “kıskanç ve kompleksli siyasetçilerinden” arınmadığı sürece..
Özellikle Osman Aydın, Recep Esengil ve Fahrettin Köken’den oluşan “üçlü kumpas”tan kurtulmadığı sürece..
Ne “büyük bir köy” görüntüsünden “kentleşmeye” geçebilir..
Ne bir “sahil kenti” haline gelebilir..
Ne de “turizmin başkenti” veya “dünya kenti” adına yaraşır bir görüntüye sahip olabilir..
…
Bir-iki caddeyi güzelleştirmek, “cazibe alanı” yaratmak değildir..
Bir-iki caddeyi düzenlemekle turisti bu kente sokamazsınız..
Bir-iki caddenin kaldırımlarını değiştirip renklendirmekle ticareti arttıramazsınız..
Ama..
Sky Tree gibi, Canton Tower gibi yüksek veya “temalı yapılar”la insanların ilgisini çekebilirsiniz..
Öyle anlaşılıyor ki..
Bunu bugün Antalya’da yapmak pek mümkün değil..
Antalya, bu “istemezük” zihniyetinden kurtulmak zorunda..
Yoksa..
Antalya çevresine 11 milyon turist gelir, kent merkezine bunun onda birini bile getiremeyiz..
Yazık değil mi?
Trend Haberler

Ali Yılmaz gözaltında

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!

Manavgat’ta büyük gurur

Okulu, Kunduz’da rövanşı kaybetti

Antalya’da belediyeye yönelik 4'üncü dalga 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı

Antalyaspor tribünlerine yeni soluk: Maraton Marjinal resmen kuruldu