HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 11 HDP'li vekil gözaltına alındı..

Niye gözaltına alındı?

“Terör soruşturmaları kapsamında ifade vermeye gitmedikleri için” alındı..

Bunu biraz açmak gerekiyor..

ÇAĞRILARA KULAK TIKIYORLAR

Biliyorsunuz..

TBMM'de kabul edilen, “dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin ardından” haklarında fezleke (hukuk tahkikat evrakı) hazırlanan milletvekilleri, savcılık çağrısına uyarak “ifade” vermeye gidiyorlar..

Nitekim..

Aralarında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bulunduğu milletvekilleri savcılıklara giderek ifade vermişti..

“Savcılıklara ifade vermek” ne demek?

“Toplumun vicdanını rahatlatacak şekilde olayların aydınlatılması ve adaletin sağlanabilmesi için, adli makamların çağrılarına uymak, onlara yardımcı olmak” demek..

Bahçeli dahil, hakkında fezleke bulunan milletvekilleri ifade vermeye giderken, HDP’li vekilleri niye gitmiyor?

“Hukuk ve adalet” kelimesini her konuşmalarında ağızlarına sakız eden Ferhat Encü, Leyla Birlik, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, Selahattin Demirtaş, İdris Baluken, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, Gülser Yıldırım ve Nursel Aydoğan T.C. yasalarını hiçe saydıkları için gitmiyor..

Hem T.C.’nin bir milletvekili olarak maaş alıyor, hem de T.C. yasalarını takmıyor..

Olacak şey mi bu?

GÖZALTINA AÇIKLIK GETİRELİM

Başta, “HDP’li milletvekilleri terör soruşturmaları kapsamında ifade vermeye gitmedikleri için gözaltına alındı” demiştim..

Buna da biraz açıklık getirelim..

Ülkemiz 70’li yılların sonundan bu yana, 40-50 yıldır PKK terörü ile cebelleşiyor..

Teröre kurban giden onbinlerce genç, yaşlı, kadın, çocuk için yüreklerimiz yandı, hala da yanmaya devam ediyor..

Ülkemize verdiği ekonomik kayıp en az 250-300 milyar dolar..

Ve bu teröristleri en çok HDP’lilerin koruyup kolladığı artık ortaya çıktı..

“Dokunulmazlıkları” olduğu için de, haklarında herhangi bir adli işlem yapılamıyordu..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP'li milletvekillerini hedef alarak kullandığı, "Meclis'teki siyasetçi görünümlü terör örgütü yandaşlarının dokunulmazlıkları kaldırılmalı" ifadesiyle, dokunulmazlık dosyaları bir kez daha gündeme geldi..

Erdoğan'ın bu açıklamasının ardından çok sayıda fezleke Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonu'na ulaştı..

Komisyon'a 1 Mart 2016 tarihi itibariyle ulaşan fezlekelerin sayısı 469’du..

Ve..

Meclis'te bulunan 59 HDP'li milletvekilinden 41'i hakkında 278 ayrı fezleke düzenlendi..

Hakkında en çok fezleke düzenlenen HDP'li ise 57 fezleke ile Selahattin Demirtaş oldu..

Meclis'te grubu bulunan diğer iki partinin genel başkanları Kılıçdaroğlu ve Bahçeli hakkında da toplamda 42 fezleke düzenlendi..

Özetle..

1 Mart tarihi itibariyle Meclis'e ulaşan 469 fezlekeden 278'si HDP, 138’si CHP, 41'i Ak Parti ve 12'si de MHP'li vekillere ait..

Hakkında fezleke hazırlanan vekil dokunulmazlığı kalktıktan sonra devreye Cumhuriyet savcıları ve hakimler giriyor..

İfadeye çağrılıyor, gitmezse hakkında “yakalama” kararı çıkartılıyor, yakalanıyor, gözaltına alınıyor, ifadesine başvuruluyor..

Ardından da gerekiyorsa yargılanır ve haklarında mahkeme bir karar verir..

HDP'liler hakkındaki gözaltı kararlarının, “Demokratik Toplum Kongresi (DTK), KCK ve 6-8 Ekim olaylarına yönelik soruşturmalar kapsamında” ifade vermeye gitmedikleri için alındığı bildirildi..

HALKI SOKAĞA ÇAĞIRMIŞTI

Peki 6-8 Ekim’de ne olmuştu?

HDP Merkez Yürütme Kurulu ve HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "sokağa çıkın" çağrısı yapmıştı..

Bunun üzerine terör örgütü PKK/PYD yandaşlarının Ayn el Arap (Kobani) bahanesiyle 35 ilde kan gövdeyi götürmüştü..

Olaylarda 2 polis şehit olmuş, Diyarbakır'da yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ve üç arkadaşının da aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetmiş, 221 vatandaş ile 139 polis yaralanmıştı..

Ayrıca..

Terör örgütü yandaşlarının saldırıları sonucu;

1- Çok sayıda ev ve iş yeri ile okul, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluşmuştu..

2- Olaylar nedeniyle zarar gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek sağlanmıştı..

3- Ve şiddet eylemlerinin devlete maliyetinin 300 milyon liranın üzerinde olduğu belirlenmişti..

SAVCILAR GEREKENİ YAPTI

Adli makamlar işte bunu araştırıp, suçluyu bularak cezalandırmak ve adaleti sağlamak istiyordu..

Ama..

HDP’liler bu çağrıya uymadılar..

Açıkçası, adli makamları kendilerine muhatap kabul etmediler..

Bunun üzerine savcılar gerekeni yaptı..

“Siz gelmezseniz biz sizi getirtiriz” diyerek yakalama emri çıkarttı, bir operasyon yaptı ve gözaltına aldı..

Daha alınacaklar da var..

Yani, her T.C. vatandaşına yapılan işlem neyse o yapıldı, yapılıyor..

Bundan sonra beklenen şey şu:

Hangi partiden olursa olsun..

Fezleke hazırlanan milletvekilleri hakkında, “toplum vicdanını rahatlatacak adaletli bir kararın verilmesi”..

Çok şey mi istiyoruz?