Antalyaspor ligin ikinci yarısına kötü başladı.

Oynadığı 10 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 6 yenilgi aldı.

Bu maçlarda kalesinde tam 24 gol gördü.

Sahasında Beşiktaş’tan 6 gol yedi, “Teknik direktör Bülent Korkmaz gerekli müdahaleyi yapamadı, futbolcular ruhsuz oynadı” denildi.

Ardından sahasında bu kez kümede kalma mücadelesi veren Ankaragücü’nden 4 yedi, “Sahaya böyle bir kadro sürülür mü? Futbolcular kötüydü. Hakemler ise canımızı yaktı” bahanesinin arkasına sığınıldı.

Rakip bu kez İstanbul’da Galatasaray’dı. Onlar da Antalyaspor’u 5 golle uğurladı. Yine aynı bahaneler, yine hakem ve teknik hedefteydi.

Son olarak geçtiğimiz hafta Trabzonspor karşısında 4-1’lik yenilgi elde edildi. Mağlubiyetin sorumlusu her zaman olduğu gibi hakemlerdi! “Olmayan ofsayttı verdi, bizi önemli bir golden etti. Attıkları golden önce faul vardı” nakaratı tekrarlandı.

Arkadaş haftalardır aynı bahanenin arkasına sığınarak birilerini eleştirdik, yerden yere vurduk.

Evet, zaman zaman futbolcular bekleneni veremedi.

Evet, teknik direktör Bülent Korkmaz sahaya yanlış kadro sürdü, bazen değişikliklerde hata yaptı.

Evet, hakemler bariz hatalar yaptı, Antalyaspor’un önünü kesti.

Tüm bunlar tamam. Peki, takıma ilgisiz olan yönetimin hiç mi hatası yok? Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken onlar ne yapıyor? Takıma yeteri kadar zaman ayırıyorlar mı? Ayırıyorlarsa futbolcuların dikkatlerini çekiyorlar mı? Bu soruları daha da çoğaltabiliriz.

Antalyaspor’da bir şeyler iyi gitmiyorsa bunun sorumlusu sadece hakem, teknik heyet ve futbolcular olamaz. Bunun sorumlusu başta yönetimdir. Ona hesap sormayan taraftardır. Tüm bunları görmezden gelip sessiz kalan spor medyasıdır. Yani hepimiz sorumluyuz.

Antalyaspor, ilk yarıda topladığı puanlarla bu sezonu kurtarmış olabilir. Ancak işlerin iyi gittiğini söyleyemeyiz. Dolayısıyla bugünden önlemler alınmazsa gelecek karanlık olabilir. Benden uyarması.