Dün sabah günlük programdan bir değişiklik yaptım. Arabaya binmeden Güllük Caddesi’nde yürümeye başladım.
Öyle bir gün önceden planlanmış yada, birilerine, “Kahvaltıya sana geliyorum” dayatması falan da yapmadım.
Ayaklarım nereye götürürse oraya gitmeye kararlıydım.
Milli Egemenlik Caddesi ile Güllük Caddesi’ni birleştiren kavşakta, yıllardır Antalya’nın meşhur serpme böreğini yapan Hasan Demir vardır. (Bilmeyene reklam olunur!. Yarınki börekler desenize bedava!..)
Ayaklarım işte oraya götürdü beni.
Yerel gazeteler Hasan’ın vazgeçilmezi.
Hem de ayırım yapmaksızın..
“Bir kıymalı, yanında da ayran” dedikten sonra, önüme konan gazetelere göz atıyorum. Yan tarafımda böreğini ağzını şapırdata, şapırdata yiyen pos bıyıklı bir adam.
Elindeki çatalla ağzına börek götürüp, çayından da höpürdete, höpürdete bir yudum aldıktan sonra bana bakıyor.
Bir, iki, üç derken diktim gözlerimi gözlerinin içine.
“Beni tanımadın mı Vedat” demez mi?
25 yıl önce Kırkgözspor’da futbol oynayan Aydın ağabeymiş kendisi.
Çeyrek asır önceki bir futbolcu büyüğümüz.
Pardon, mardon faslından sonra hoş sohbet derken, konu geldi dayandı bizim mesleğe.
“Her gazete hep aynı haberi verirdi. Son zamanlarda dikkat ediyorum da, bir birlerinin karbon kağıdı haline gelen sizin gazeteler arasında farkınız açıkça görülmekte” demez mi?
“Bir birlerinin karbon kağıdı haline gelen sizin gazeteler” lafı da ne oluyordu ki?
“Akdeniz Manşet’i kastetmedim. Hatta farkınız açıkça görülmekte dedim” demesiyle, aldık gazeteleri elimize.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın 1938 öncesinden bahsediyor.
CHP Antalya Milletvekili ve CHP’nin Antalya 1. sıra milletvekili adayı Deniz Baykal 1950.
Akaydın, “Çok övünsek de bugün geldiğimiz nokta 10 Kasım 1938’in gerisindedir” diyor.
Baykal, “1950’den önceki yıllarda da seçim yapılmasına rağmen demokrasi işlemiyor” diyor.
Benim Mustafa Akaydın’ın sözüne söyleyebilecek tek sözüm olamaz.
Nasıl olsun ki?
İnsana boşu boşuna profesörlük unvanı verilmiyor.
Kendisi okumuş adam.
Ama, Türkiye’nin bugün geldiği nokta nasıl 1938’in gerisinde olabilir ki?
Bu mümkün mü?
Haddim değil de, Akaydın’a bu konuda katılmıyorum.
Hoş.,
Katılmasak ne olacak ki?
Sanki bizi karşısına alıp, “Bak şundan, bundan ve hötteki konumdan dolayı 1938’in gerisindeyiz” mi diyecek?
İyi de.
Bu gerilik hangi açıdan.
Benim 10 yaşındaki, yani ayıptır söylemesi ABD ikiz kulelerin vurulduğu tarih, gün ve saatte dünyaya gelen. (Hesaplamasını bilmeyenler için 10 yaşında demem yeterli) Elin Sude’nin bile cep telefonu var.
1938 öncesi Akaydın’ın Çorum’daki evlerinde acaba sabit ev telefonu var mıydı ki?
Trend Haberler
Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 28 Ekim Salı
Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 24 Ekim Cuma
Sabri Gülel’den dikkat çeken paylaşım!
Aylarca belediye temizlemedi, vatandaş bir günde temizledi
Staj ve Çıraklık Mağdurları kendi siyasi partisini kuruyor: ‘Mağdurların Partisi’ geliyor
4 yaşında doktor olacağını söylemişti, 14 sene sonra Tıp Fakültesini kazandı