Sen belediyenin bahçesinde organik domates üret. Kendine yakın gazetecilerden tut, merdiven altına bile gönder, bize gönderme öyle mi? Vedat GÜRHAN
Hoca’ya küstüm!..

Bir gazeteci olarak 4 yıldır eksikliklerini gündeme getir.
Bir Belediye Başkanı olarak da bizim önüne koyduğumuz sorunları çöz.
Antalya kenti adına, “Muhalefetin olmadığı yerde başarının da olması mümkün değil” zihniyetimizden vazgeçmeyip geceli gündüzlü problemleri ele al.
7 Mehmet’teki 50-60 gazetecinin önünde, “Resmen gönüllü danışmanlığımı yapıyor” diye şahsımıza iltifat bile et.
Ama belediyenin bahçesinde yetiştirdiğin 1 kilo organik domatesi çok gör.
Yazıklar olsun!..
Merdiven altını tut, Mehmet Talay, Ahmet Dökdök ne bileyim bir çok kişi ve gazeteciye, “Antalya’da organik domates yetişmez” diyenlere nispet yaparcasına domatesleri servis et.
Ama bizi unut.
Kendimi kötü hissetmeme neden oldu!..
Bizim neyimiz eksik?
Sırf muhalefet ediyoruz diye mi?
Biz de asli görevimizi yapmasak, meydanı boş bulmuşçasına resmen at koşturacaksın.
Bu devirde organik domates bulabilmek mümkün mü?
Bilsek 1 kilosu için bin kere yalakalık bile (!) yapardık inan..
4 yıllık süreçte ortaya çıkartabildiğin tek projen olan Sera’da ürettiğin organik domatesten bir ısırık almakta mı hakkımız değildi?
“Erkek evlattır, canı çeker” diye de mi düşünmedin?.
Talay’a göndermişsin sana methiyeler döşemiş.
Dökdök desen yazısında teşekkür bile etmiş.
Bize gönderseydin sanki biz onlardan geri kalacaktık!.
Klavyenin tuşunu iki fazla basıverirdik be Hoca.
Neden bizi organik domatessiz bıraktın ki?
Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar hoca..
Bu yazıyı yazarken bile gözümün önüne Ahmet Dökdök’ün senin gönderdiğin organik domatesleri kütürterek yiyişinin hayali geliyor da içim gidiyor.
Mehmet Talay desen karşıma geçmiş, nispet yaparcasına, senin gönderdiğin domatesleri kemirirken, suyunu da ağzının kenarından akıtıyor gibi hissediyorum.
Sabah sabah nerden okudum yazılarını da organik domates dağıtımını öğrendim ki?
Peki ya Hüsnü Şahin’e ne demeli?
“Vallahi ben böyle bir domatesi 50 kusur yaşıma geldim ömrümde yemedim” demez mi?
Kafayı yiyeceğim!..
Oysa ki.,
O domatesler sayesinde aramızdaki tüm buzları belki de eritebilecektin Hoca!..
Yerel seçimlere şunun şurasında ne kaldı?.
“Antkart’ı rant kart olmaktan çıkartıp, Halkkart yaptı. 4 yıldır da gönül rahatlığıyla keyif yaptı” der!.,
“Bırakın 100 bin kişiye, 300 bin kişiye iş bulup sözünü 3 misli tuttu” diye de bas bas bağırırdık!.
“Taşeron işçileri kesinlikle aç kalmadı. Antalya’nın şehir içi ulaşımındaki rahatlığın eseri Hoca’dır” diye günlerce köşemizde nakış gibi işlemekten usanmazdık!.
Hem de bir kilo organik domates uğruna.
Antalyalılara yaptığın (!) Mega projelerini seni kıskananlar yazmaya bilirdi ama, biz vatandaş ile senin aranda köprü olmaktan çekinmezdik!.
Hem de bir kilo organik domates uğruna.
Sanki kendi bahçende yetiştirdin de.,
Belediye’nin bahçesi benim de bahçem yahu. Bir gece seraya girilip, tarla talan edilmiş görürsen benden bilme hoca..
Not: Bu yazıdan sonra organik domatesin yanında organik biber de konulup şahsıma gönderilmezse katiyen kabul etmem.