Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “Adil yargılamayı etkilemeye çalışmak suçlaması” ile bir fezleke hazırladı. Bunun öğrenilmesiyle birlikte kıyamet koptu. Öncelikle herkesin bilmesi gereken bir mesele var. Savcılığın böyle bir hazırlık yapmış olması, Kılıçdaroğlu’nun en azından milletvekili olduğu sürece yargılanabileceği anlamına gelmiyor. Bunun olabilmesi için önce TBMM’nin, talep edildiği gibi dokunulmazlığı kaldırması gerekiyor.
Sizce bu mümkün mü?
Bence değil. Siz bakmayın Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında aslan kesilip, “Ben kendim başvuruyorum, işte dilekçem. Kaldırın dokunulmazlığımı” dediğine.. Bunun olmayacağını kendisi de biliyor. Aslında “Hodri meydan” derken, arka planda parti içi hareketlenmeye sesleniyor. Bir süredir kurultayı toplamak için çalışma yapan ekiplere meydan okuyor. Çünkü; Hazırlanan bu fezleke ile paçayı yırttığını kendisi de biliyor. Çünkü; Kılıçdaroğlu’na yakın isimler bu fezleke meselesini öyle bir hale getirdiki, bu saatten sonra partiiçi hareketlerin tepki çekmesi kaçınılmaz hale geldi.
Özetle; Kılıçdaroğlu şimdilik paçayı bir kez daha yırttı!..
Kim ne derse desin, ben Kılıçdaroğlu’nu çok şanslı görüyorum. Bir anda CHP Genel Başkanı oldu. O tarihten bu yana da ne zaman ortaya bir risk çıksa, bir yerlerden şansı dönmeye devam ediyor. Bakalım bu şans nereye kadar sürecek?
Bunu neden yazdım. Çünkü; Fezleke meselesine birde bu açıdan bakmakta büyük fayda olduğunu görüyorum. Herkesin baktığı açıdan baktığım zaman ise, Ana Muhalefet Partisi liderinin yargılanmasının doğru bir adım olmayacağı fikrindeyim. Ancak bu meselenin bu kadar abartılmasının da, normal olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü; Bunun gibi fezlekeler bugüne kadar hep vardı, bundan sonra da olacak.
Siz iktidar partisi üyeleri hakkında da fezleke olmadığını mı sanıyorsunuz?
Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, var.
Olması gereken de budur.
Yargı bir kanaate vardıysa, bunun gereğini yapmalıdır. Kılıçdaroğlu meselesinde de yapılan budur. Kaldıki; Kılıçdaroğlu’nun bu konuda ettiği laflar, yenilir, yutulur cinsten değildir. Direk yargı hedef alınmaktadır. Hiç çekinmeden yargı tehdit edilmektedir. Maalesef Kılıçdaroğlu bunu çok sık yapmaktadır. Hatırlayın geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerdeki miting konuşmalarını. Bu Kılıçdaroğlu değilmiydi, bir savcıya direk seslenip, “Bekle geliyoruz. Bunun hesabını soracağız” diyen. Ana muhalefet partisi liderinin konuştuğu için yargılanması isteğine karşı duralım, tamam. Ancak ana muhalefet partisi liderinin “yargının bağımsızlığı kalmadı” fikri ile yaptığı konuşmalar, tehditler, hakaretlere de “eyvallah” demeyelim. Hakaret ettiği, tehdit ettiği o yargı bizim, hepimizin.