Antalya’nın şehir içi ulaşımlarında Menderes Türel döneminde kartlı sistem başlatıldı.
Adına da, “Antkart” konuldu.
İlk zamanlarda etki de vardı, tepki de.
Kartlı sistemden yararlananlar zamanla, “İyi bir uygulama” yorumları yaparken, özellikle şoför esnafı hepten tepkiliydi kart olayına.
O gün köşe yazısına konu bulamayanlar, en kolay yol olan Antkart’ı malzeme yapar, günü kurtarırdı.
Ama sistem rayına oturmaya başlamıştı.
Türel gitti, Mustafa Akaydın geldi.
“Antkart’ı istemiyorum” dedi, şirket ile belediye ilişkisini kesti. 21 günde apar topar kurulan yeni bir şirkete verilip, adına da, “Halkkart” konuldu.
Güya, Antalya’nın şehir içi ulaşımında kullanılacak kartlı sistem olayında devrim yapılmıştı!.”
Bas, bas bağırdık.
“Eski sistem belki iyileştirilerek kullanılmaya devam edilirse, vatandaş eziyet çekmez, millet duraklarda sürünmez” diye.
Dinleyen kim?
Öyle anlar oldu ki, “Halkkart oldu çilekart.”
Ve hala da olmaya devam ediyor.
Dün sabah saatlerinde Başöğretmen Atatürk İlköğretim Okulu’ndaydım. Okulun kapısından içeriye girdim, karşıdaki bankta oturan iki bayandan birisi eliyle bizim tarafa doğru işaret edip, yanındaki arkadaşına bir şeyler anlatıyordu.
Dikkatimi çekti.
Ama belki yanlış anlamışımdır diyerek, oralı olmadım.
Okulda işimizi bitirdik, tam karşıdaki kafede çay içmek üzere oturduk. Az önce bize doğru işaret gönderen bayan ve beraberindeki yine bayan arkadaşı bizim bulunduğumuz yere gelip, “Siz gazetecisiniz değil mi” diye sordu.
“Evet” dememle, “Bizim bir derdimiz var” dedi ve ekledi.
“Biz bu okulda öğretmeniz. Ve ev ile iş yerine gidip gelmelerimizde Halkkart’ı kullanıyoruz. Kartımızı yenileme işlemini internetten yapmak istedik. Bu yolu uygularsak bizden 2 TL çıkacağı söylendi. Ama internet üzerinden ne yazık ki işlemimizi yapamadık. Halkkart noktalarına gittik bizden 5 TL istendi. İnternetten işlem bize uygulanmadığı söylendi. Nedir milletin bu karttan çektiği?”
İçimden, “Ne bekliyordunuz ki?” diyesim geldi.
Demedim..
“Konuyla ilgileneceğim. Ama inanın boşa kürek çekileceği bir gerçek” cevabı verdim..
Bayan öğretmen karşılığında ne dedi dersiniz?
Kimse abartıyor sanmasın, “Ellerim kırılsaydı da……..”
Antkart zamanında vatandaş hiç olmazsa bir muhatap bulabiliyor, dertlerini anlatıp, belli bir yol alabiliyordu.
Şimdi Halkkart var ve kim muhatap bulabiliyor?
Haa.
Bayan öğretmen gişe görevlisini muhatap olarak bulmuş.
“Bu belediye insanlara eziyet etmek için mi böyle bir uygulama yoluna gidiyor” demiş, o gişe görevlisinden gelen cevap;
“Bizim Büyükşehir Belediyesi ile bir alakamız yok.”
Ya biri bırakın vatandaşa; benim gibi bilgisiz (!) benim gibi Büyükşehir Belediyesi ile ilgili konularda bihaber (!) sabit fikirli (!) gazeteci leşkerine şu Halkkart olayını rica ediyorum anlatsın da, ben de vatandaşa ileteyim.
Vatandaştan internet yoluyla alınan 2 TL’ler nereye gider.
İnternetten kart yenileme işlemini yapamayandan gişelerde alınan 5 TL’ler ne yapılır?
Antalya’nın şehir içi ulaşımı hangi muhtereme emanettir.
Millet derdini kime anlatacaktır bir babayiğit çıksın da, muhatap olsun yahu.
Var mı bir babayiğit?
Her gün gazete sütunlarında, dolmuş duraklarında, kart gişelerinde vatandaş isyanı gün geçmiyor ki kesilsin.
Ama ne hikmetse bu ülkenin polisi, hakimi ve savcısı kör topal işleyen yada işletilmeye çalışılan sisteme duyarsız.
Yoksa bizler mi olmayan şeyleri varmış gibi gösteriyoruz?
İnsanlıktan bu kadar mı kendimizi soyutladık ki?