Ülkemizde her yıl on binlerce insan trafik kazalarında hayatını kaybetmekte ve milyarlarca maddi kayıplar meydana gelmekte olup, bu kazaların azaltılması içinde her yıl yeni yönetmelikler çıkartılarak caydırılıcılık anlamında çalışmalar yapılmakta.
Fahri trafik müfettişleri trafikte suç işleyenlerle gıyaben mücadele etmeye çalışıyor.
İçişleri Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliklerine göre şu anda Türkiye genelinde 12 bin dolayında fahri trafik müfettişi görev yapmakta.
Amaç caydırıcılık.
Her köşe başında bir resmi trafik polisinin bulundurulmasının imkânsızlığı nedeniyle bakanlığın bu şekilde görevlendirdiği üniversite mezunu, kırk yaşını geçmiş, on yıllık ehliyet sahibi ve asli derecede kusur cezası almamış olan kişiler arasından seçilen bu kişiler hali hazırda karayolları trafik kanuna göre 52 ayrı suç unsuru için ceza tutanağı düzenleyebilmektedirler.
Fahri trafik müfettişleri düzenlemiş olduğu tutanaklarda trafik ihlalinin nerede hangi tarih ve saatte, hangi trafik kuralının ihlal edildiğini gösterir tutanaklar bir haftalık süre içinde ilgili trafik büro amirliklerine verildikten sonra bu tutanaklar ceza ihbarnamesine dönüştürülerek kural ihlali yapan sürücülere gönderilmektedir.
Buraya kadar bir sorun var mı?
Bakanlık sorun yaratmak değil, çareler üretmek için çalışmalar yapar.
O zaman ne sorunundan bahsediyoruz?
Sorun, bakanlığın fahri trafik müfettişleri talimatı değil.
Antalya’da baş gösteren sorun ne yazık ki trafikte fahri olarak da olsa görevlerini yapmaya çalışan bazı art niyetli kişi yada kişiler ile ilgili şikayetlerin hat safhaya ulaşmasıdır.
Nitekim,
Aynı zamanda mali müşavir olan ve Uşak’ta ikamet eden bir fahri trafik müfettişi yazdığı makalede aynen şu dertleri yanmıştır.
“Zaman zaman trafik ihlali yapanların milletvekili oldukları, hâkim, savcı oldukları hatta şehir belediye başkanı ya da valisi olduğu bu bürokratlarında kural ihlali yaptıklarını görerek bunlara tutanak yaptıklarımız çok olmuştur. Aradan geçen süre içinde ceza tutanağını alan vekiller dokunulmazlık zırhlarını gerekçe göstererek bu cezalara itiraz etmişler ve meclisten karar çıkartarak kendilerine bundan böyle trafik cezası yazılamayacağı hususunda talimatlar olduğunu gördük. Ne yazıktır ki bu kervana hâkimlerimiz, savcılarımız da katıldı. Son üç yıl içinde 1800 yargı mensubuna kesilen trafik cezasından 635 adedi iptal ettirildi.
Karayolları Trafik Kanunu uyarınca trafik suçu işleyen savcı ve hâkimlere kesilen idari para cezaları ya da tutulan ihlal tespit tutanakları hakkında mahkemelerin verdiği trafik cezalarına yapılan itirazların büyük bölümünün yargıdan hukukçular lehine geri döndüğünü görmekteyiz. Trafik ihlalleri MOBESE kameralarınca açıkça tespit edilen bir üst yargı üyesinin itirazına bakan mahkeme "Ağır Ceza Mahkemesi üyesi bir hâkim trafik suçu işlemez" diye karar verdiğine tanık oluyoruz.
Demokrasinin yerleştiği, adalet ve hukuk sisteminin işletilmeye çalışıldığı ülkemizde imtiyaz asla kabul edilemez. Kanunlar karşısında her insanın eşitliği Anayasamızın en belirgin ilkesidir. Trafikte kural ihlali yapan kişinin milletvekili, hâkim, savcı olması hiç mi hiç önemli değildir. Yapmış olduğu hatanın bedelini normal bir vatandaş gibi çekmeli ödemesi gereken maddi bir bedel ise de ödemelidir.”
Aynen böyle diyor.
Yani yakınma.
Katılan da olur, katılmayan da.
Bir diğer anlamda, “Yerden göğe kadar haklı” diyen de çıkacaktır, “Kanuni hak verilmişse, verilen kişi yada kişiler bundan sonuna kadar yararlanma hakkına sahiptir” diyen de.
Muhabir arkadaşımız Esra Altunkes iyi bir haber yakalamış.
Ve demiş ki, “Sinan Mahallesi 1277 sokak Arık Caddesi Gala Taksi esnafı yaklaşık iki aydır bir fahri müfettişin araçlarına 15 günde bir ceza yazması karşısında isyanın eşiğine geldi.”
Haberi hazırlarken, “Fahri trafik müfettişi tarafından kesilen ceza makbuz tutanağı olmadan haberi boşuna yapma” dedim.
Gitti, tutanakları ve ödeme makbuzlarını aldı geldi.
Peki ama Antalya’da bir fahri trafik müfettişi, gariban taksicilerden ne ister?
Tutulan tutanakta hangi maddeye istisnadan ceza talebi ve tutanağı yapan fahri trafik müfettişinin ismini, imzasını göremedik.
Ben şahsi olarak, genelleme için tabi ki kullanamayız ama, Türkiye’de fahri trafik müfettişliğinin amacına yönelik yapılacağına şüpheli bakanlardanım.
Bu nedenledir ki, UKOME’nin uygun görüp, izin verdiği durağın önünde duruyor diye, 2 aydır gariban taksicilere ceza uygulaması olayı beni şüpheciliğim konusunda acaba biraz da olsa haklı mı çıkarttı?