Kepez ilçesinde yaşayıp ta, Mazı dağına çıkıp, Antalya’ya kuşbakışı bakış fırlatan kaç kişi vardır?.
İstisnalar hariç olabilir ama eminim ki, çoğunlukta bira keyfi yapmak için seyir terasına gidenler.
Muratpaşa İlçesi’ndeki Düden Parkı bu kentin yaşayanları olarak kaç tanemiz gezip, dolaştı?
Orada oturanlar hariç bence bir elin parmağı kadar dahi yoktur.
Peki ya Konyaaltı’nı?
“Konyaaltı” denilince ilk akla gelen yerler Beach Park ile Baki Beach’dir.
Antalya’nın yerlileri ise Konyaaltı’nı obalarıyla hatırlar.
Çok değil bundan 25 sene öncesine kadar Konyaaltı tarafına akşam karanlığında gitmek yürek isterdi.
İn-cin top atar, Boğaçayı köprüsü altına yaz aylarında çardak kuran Zeytinköylüler, at arabalarıyla gelir, yazlarını orada geçirirlerdi.
Konyaaltı’nda 2011 resmi nüfus ölçümlerine göre 63 bin erkek, 61 bin bayan yaşıyor. Köy ve beldelerinde ise, 2 bin 750 erkek, 2 bin 700 bayan olmak üzere toplamda 129 bin kişinin ikamet ettiği bir ilçemiz.
Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in dün bize verdiği rakama göre nüfus 200 bini geçmiş.
Oysa bu rakam 1999 yılında sadece 8 bindi.
Yani Böcek belediye başkanı olduğunda Uncalı, Arapsuyu, Çakırlar ve Hurma’dan oluşan küçük bir belde, bugün Türkiye’nin bir çok ilinden daha fazla nüfusa sahip.
Dünkü gezimizde zaman zaman beyin jimnastiği yaptık da, o dönem dar bütçe nedeniyle cadde ve sokaklara dikecek çiçek yada ağaç bulamayan Başkan Muhittin Böcek, çalışanlarına: “Boğaçayı içindeki zakkumları kökleyip getirin dikin” talimatları vermişti.
Konyaaltı’nın 10 yıl öncesine kadar bütçesi 1 trilyondu. Bugün 103 trilyon. (Eski parayla)
1999 yılında % 27.6..2004’te % 52.8.. 2009’da ise % 66 gibi oylarla Belediye Başkanı seçilen Muhittin Böcek, yaptığı çalışmaları dün biz gazetecilere yerinde gösterdi.
Tamamı insan odaklı ve yeşil ağırlıklı icraatlardı..
“Yiğit yattığı yerden belli olur” dercesine bindirdi bizi ihtişamlı hizmet binasının önünden otobüse, Altınkum’dan Çakırlara.. Uncalı’dan Hurma ve Gürsu derken, Siteler Mahallesi’nden tut, Uluç, Altınyaka ve Liman Mahallelerindeki çalışmalarını gözler önüne serdi.
Tutardı AKM’nin Aspendos salonunu, binlerce kişiye sunumunun olduğu mesajını günlerce geçerdi. Partisi aracılığıyla CHP’lileri bıkıp usanmak bilmeden sunumuna davet ederdi. Sunum günü geldiğinde de takardı yakasına mikrofonu, sine vizyon eşliğinde yaptıklarını anlatır, zaman zaman anlatımlarının arasına coşkulu bir türkü koyar, oradakiler avuçlarının içleri patlayırcasına alkışlar, bazı muhteremler gibi o da keyif alabilirdi.
Ama o sadeliği seçti.
Düne kadar köylerin oluşturduğu bir belde idi Konyaaltı, bugün ağaların oturduğu, rezidansları ve konaklarıyla ünlü olmaya yüz tutan, ihtişamlı sitelerin bulunduğu, olağanüstü mimari projelerin bir birleriyle yarıştığı binaların konuşlandığı yer haline gelmiş.
Haberiniz var mı?
Ve bir belediye başkanının böyle bir yere yapacağı en büyük hizmet, sanırım mevcut yeşil örtüyü korumak ve o yeşil örtülere yenilerini eklemek olacaktır.
Bunu yapmış Böcek başkan..
Taşeronlara peşkeş çeken zihniyetlerin tersine, Belediye olarak temizlik işini de kendisi oluşturmuş.
Bazan kendi kendime, “Muhittin Böcek neden kıskanılır ki” diye sorardım.
Dün anladım ki meğer, “Ben laf ebeliği yapmam, iş üretirim de, eskiden kendi kendini övmek ayıplanırdı. Ondandır bugüne kadar suskunluğumuz” demek istiyormuş.
Dün’den sonra Konyaaltı ilçesinin sakinlerinden birisi olmadığıma üzülmedim değil.
Konyaaltı hakikaten çok farklı.