Bugün, bu köşeyi okuyucuların kalemine bırakacağım..
Bir okuyucum genel anlamda “muhalefet”le, iki okuyucum da “Deniz Baykal”la ilgili görüş bildirmiş..
Bir de onlara kulak verelim..
Eminim hepsini de “haklı” bulacaksınız..

EY MUHALEFET, ÖNCE  BİR KİMLİĞİNİZ OLSUN
1- Banu Barlas yazıyor:
MHP ve CHP'nin genel hatası şu; iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmamak... 
“Tüm kanallarda Recep Tayyip Erdoğan varmış, bu diktatörlük değil mi”ymiş? 
Eyvallah da, adama sormazlar mı; “Sen ipe sapa gelir bir şey konuştun da biz mi dinlemedik” diye?
İki lafın biri iftira, biri karalama... 
Seçmene hakaret desen zaten gırla... 
Orada 20 televizyon var ve 12’si RTE’yi gösteriyorsa, 3 parti de geri kalan 8’i pay etmek durumunda oluyor... 
Kendi vizyonu-misyonu olmayan, liderlik vasıflarından yoksun, dış güdüm kuklası modunda liderlerle yola çıkarsanız ve her türlü başarısızlığına rağmen, "Olsun, yeter ki Ak Parti yok olsun" derseniz..
Kendi kimliğinizle çıkacağınız bir kanal bulamazsınız zaten... 
Bir başka partinin yıkımı bir diğerinin var oluş sebebi olamaz asla... 
Bir partinin vizyonu ve misyonu ya vardır ya da yoktur. 
Siyasetin içinde biri olarak, bilinçli bir seçmen olarak net bir şekilde uyarıyorum..
Ey muhalefet partilileri; kendi kimliğiniz, kendi kişiliğiniz, kendi duruşunuz olsun... 
Ama bunlar da lafta değil özde olsun bi zahmet! 
Çünkü, halk çakma olanları hemen anlıyor. 
Bu millet bu kadar hizmet gördü, dünyada ilk defa kimseye eyvallah etmeyen bir lider gördü, siz hangi meziyetinizle rakip olasınız ki TV’lerde yayınlanasınız?
Bu yazdıklarımı ciddiye alırsanız gelişirsiniz, almazsanız da aynen böyle devam edersiniz..
Türkiye muhalefetten yoksundur, yoksun bırakılmıştır. 
Bu da sizin ayıbınız olsun!


BAYKAL BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ ALSIN
2- Mehmet Ali Uysal yazıyor:
Ali Bey sizi yürekten alkışlıyorum..
“CHP’de bu kadar yıl Genel Başkanlığı denenmiş bir Deniz Baykal’ın partiye tekrar umut olma şansı var mı” diye sormak gerekiyor..
“Antalya’da CHP seçim kaybederken neredeydin, seçimlere yakın neden ortaya çıktın” diye de sormak gerekiyor..
Antalya’da kongreler artık Baykal’ın bitmekte olduğunu gösteriyor..
Bu kez aklınca taktik değiştiriyor, şimdi de “barışçılığa” soyunuyor..
Kendisine karşı olanları bölmeye çalışıyor, ama yemezler..
Kendisi tilkiyse, başkaları da en azından kuyruğudur..
Baykal kendisine güveniyorsa hazırcılığa soyunmasın, “önseçime girsin” de boyunun ölçüsünü alsın..
Bu despot adama biz bir şeyler anlatamıyoruz, inşallah sizin yazdıklarınızdan bir şeyler anlar..


BAYKAL NEDEN ÇEKİLSİN?
3- Erol Duygulu yazıyor:
Atatürk ilkelerini rehber edinmiş, Türkiye’nin üniter yapısını savunan-sahip çıkan bir anlayışı temsil eden Baykal’ın neden çekilmesi istenir?
“Devşirme-bölücü-cumhuriyetin değerlerinin tartışıldığı politikaları reddeden” anlayışın lideri olan birinin neden çekilmesi istenir?
Bütün bu aranan özellikleri savunanların temsilcisi sayın Baykal çekilirse, partinin ilkelerinden tamamen uzaklaştırılıp-uluslararası güçlerin kucağına teslim edilmesi mi isteniyor?


Yerim bu kadar..
Bir başka gün, diğer okuyucularımıza da yer vereceğim elbet.. 
Yeter ki, işte böyle “belden aşağı vurmayan” görüşler olsun..