Ne kadar çok tanıtım o kadar çok kazanç
Umut Özen
Her kent, bir diğer kentten ayırt edici özelliklere ve farklılıklara sahip olduğundan marka olarak kabul edilebilir. Ancak marka değerini yakalamak ve kenti marka haline getirmek için çaba gerekmektedir. Bu yüzden, artık şehirler de kaynaklarını daha etkin kullanmak, yaşanabilir mekanlar yaratmak, cazibe merkezi haline gelebilmek adına pazarlamadan ve kent markalaşmasından faydalanmaktadırlar. Burada amaç, şehre ziyaretçi sayısını artırarak kentin adını duyurmak, bu sayede satılabilir olmaktır. Artık birçok şehir belediyesi, kentini pazarlamaya çalışmaktadır. Ülkemizde de belediyelerin büyük çoğunluğunda bu anlayış egemen olmaya başlamıştır. Kentin doğal yapısı, mimari yapıları, kentte düzenlenen faaliyetler kent markasına yardımcı olan unsurlardan sadece bazılarıdır. Ancak markalaşma sürecinde, kenti marka haline getirmede yaşanan sıkıntılar ve sürecin zorluğu yadsınamaz bir gerçektir. Antalya marka olarak en çok neyi tercih etti diye sorulsa şu yanıtı verirdik; plajlar, deniz ve güneş. Başkaca ne olabilir tarihi antik kentler, ören yerleri, müzeler, şelaleler ve diğer doğal güzelliklerimiz. Tanıtımı tam olarak yapamıyoruz. Şehirlerin broşürlerine gelin hep birlikte bakalım kent merkezinde birkaç tarihi mekan ve doğal güzellikleri görürsünüz, son 20 yılda yapılanlar broşürlerde yok. Çaba var mı var, bazı kurumlarda o kadar. Bazı belediyeler her yıl bazı yurt dışı fuarlarına katılarak turizme katkı veriyor. Kenti bir bütün halinde tanıtırken, ‘İlçemde de bak ben bunları yaptım’ diyor. Örneğin Muratpaşa Belediyesi gibi. Falezler ve plaj projelerini gerek yurt içi gerekse de yurt dışı fuarlara katılarak tanıtıyor. Keza Antalya’nın incisi Kaleiçi’ni de. Muratpaşa Belediyesi’nin bu çabası turizm ve esnaf içindir. Ne kadar çok tanıtım o kadar çok kazanç diyorum.
Yorumlar