CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen ve seçilen Profesör Doktor Mustafa Akaydın’ın, 2009 yerel seçimler öncesi birlikte çalıştığı Fayda Ajans, bir seçimin nasıl kazanılıp, nasıl kaybedileceğinin kitabını yazmış.
Ben henüz okumadım.
Mehmet Talay kitabı almış ama henüz okumamış. İdris Özyol, “3 saatte okunup bir kenara bırakılacak kitap” diye fikrini söyledi.
İşi, “Ben çoktan okudum” demeye getiriyor.
Meraklı olmayandan gazeteci olmaz.
“Acabaları” çok söylemeyip, şüpheci olmayandan da.
Ama bizim meslekte sessiz kalıp, karşındakini dinlemek, bilgi ve birikim sahibi olma gayreti eskidendi.
Şimdi varsa, yoksa ben bilirimcilik.
Geçtiğimiz günlerde bir mahkeme duruşması için, Adliyedeyim. Yanımda bizim meslekten birkaç kişi ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mehmet Aktekin hoca.
Duruşma sırasını bekliyoruz. Bu bekleyişte de, ayaküstü Antalya sohbeti yapıyoruz. Konu Antalya’nın şehir içi ulaşımı. Gazeteci dostumuz Aktekin hocaya lafı bırakmadan ardı ardına kendi şahsi fikrini sıralıyor.
Nefes dahi almıyor.
Delirdim.
Yahu konu ile ilgili hazır karşında birinci derecedeki muhatabı bulmuşsun bi sus arkadaş. Onu dinle, fikrini al ve bilgilen.
Ama ne gezer?
“Yok ben şunu dedim. Yok o öyle olmamalıydı. Yok şu, yok bu.
Millet, özellikle de bürokrasi ile uğraşanlar gazetecilik mesleğine saygı duymak için elinden gayreti gösteriyor ancak, ne yazık ki biz gazeteciler mesleğimizin saygınlığını daha da aşağıya düşürmek adına ne gerekiyorsa yapıyoruz.
Dedim ya, “O kitabı henüz okumadım” diye. Okumadan şuna açıkça belirtmek istiyorum ki, okuduktan sonra 2014’deki yerel seçimlere kadar bizlere bolca malzeme çıkar.
Benim asıl merakım, bir seçimin nasıl kazanılıp, nasıl kaybedileceğinden bahsedenler, mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın için bahis açabilirler mi, açamazlar mı?
Açsınlar.
“Akaydın tekrar aday olur mu” olsun Bahis’in sorusu.
Dikkat edilirse, “Gösterilir mi” demiyorum.
“Olur mu?”
Eminim ki, “Evet” diyecek olandan çok, “Hayır” diyecek olan çıkacaktır. Ve bahis oranı belirlenirken de, “Hayır’ın” yüzdesi düşük tutulacak.
Neden mi?
Fayda ajans, yazdığı kitapta isim isim birilerini vurgulamış. İsterse şu benim belirttiğim iddia yani hoca bahis olayını o kitapta belirttiği isimlerden birisi olan Mesut Kılcı’ya bir sorsun, bakalım ne cevap alacaklar.
Akaydın’ın seçilme olayını parti tabanının çok ciddi tutumu ve düzenli çalışmaya bağlanması en doğru olanı,
Doğru olmasına doğru da, o tabanı oluşturan gençlerin seçim süresince simitle karınlarını doyurup, bir çay içimlik zaman dilimini dahi Akaydın’a harcayanlar, gün geldi tereddüt dahi edilmeden yine Akaydın tarafından kapı önüne koyuldular.
Seçilmek mi, seçtirmek mi?
Hangisi asıl başarıdır ki?
Fayda ajans seçilmekten ziyade, seçtirmenin asıl başarı olduğu görüşünde ki, 2009 yerel seçimlerinde neler olup, neler bittiğini bir kitap haline getirirken, “O şeref bize ait” demek istemiş.
Seçilmek kişiye gurur verir.
Seçtirmek ise geniş kitleye.
Seçtirenin yüreği mutlu, yüzü güleç, kafaları dik. Vicdanı rahat.
“Peki siz hangisi olmak isterdiniz” diye sorsam, kim, “Ben seçilenin yerinde olmak isterdim” demez ki?
Seçilenin ağzı kulağında, ayakları ise yere basmıyor.
Sanki kendisine Antalya’yı bağışladılar!..
Ama zaman hızla tükeniyor. Bir bakmışsınız gün gelmiş kendisi sıradan bir vatandaş. Yüzüne bakacak olanın sayısı ise, binlerce seçmeninden sadece birkaç tanesi.
Hayat bu işte.
Olay, “Ben ne oldum” değil, “Ben ne olacağım” olayı.
Akıl hastaneleri, “Ne oldum” delileriyle dolu.