Çeyrek asırdır Antalyaspor’u takip ederim.
Bunun 21 yılını gazeteci olarak…
Bu süre zarfında en çok “Antalyaspor bizimdir” kelimesini duydum desem abartmış olmam.
Antalyaspor’u sahiplenen zat-ı muhteremlerin baktığınızda sadece ayak bağı olduğunu görürsünüz.
Mesela kulübü sahiplenenlerin çoğu hep menfaat peşinde koşmuştur.
Antalyaspor’a bir kuruş katkısı olmaz, ama hep söz sahibi olmak istemişlerdir.
Öyle ki alınacak, gönderilecek futbolculara kadar onlar belirleyici olmak ister.
Yeri geldiğinde yönetimi beğenmez, yeri geldiğinde basını hedef alır.
Bir maç kötü oynayan futbolcuyu hedefe koyar, karşısına dikilip hesap sorar.
Ya arkadaş sen kimsin?
Senin kulübe ne kadar maddi katkın olmuştur?
Manevi olarak moral bozmaktan öte ne yaptın?
Camiaya negatif enerji vermekten başka ne yaptın?
Uzun lafın kısası hem köstek, hem de söz sahibi olmak istersin.
Yok öyle yağma.
Antalyaspor’u sahipleneceksen önce beleş maç izlemekten vazgeçeceksin, para ödeyerek takıma destek olacaksın.
Kulübün lisanslı ürününü alarak maddi destek vereceksin.
Yönetime hizmet konusunda yardımcı olacaksın.
Futbolcuya pozitif enerji vererek ateşleyeceksin.
Tüm bunları yaptığın zaman ancak söz sahibi olursun. O da sınırlı olmak kaydıyla.
Gelelim bu yazıyı neden yazdığıma.
Maalesef son zamanlarda sahneye çıkan bazı Antalyaspor görünümlü kişiler “Antalyaspor bizimdir” diyerek gerçek sevdalılara saldırmaya başladı. Saldırıların boyutları her geçen gün büyüyor. Tehditlere kadar vardı. Her an hoş olmayan bir durum yaşanabilir.
Sonuç itibarıyla tüm bunlar Antalyaspor’a zarar veriyor. Gerçek sevdalılarını tribünden uzaklaştırıyor. Bunun için herkesin bir kez daha oturup düşünmesinde yarar var. Çok sevdikleri Antalyaspor’a bugüne kadar ne vermişler. Karşılığında ne alacaklar. Bu soruların yanıtlarını buldukları an işte o zaman gerçek Antalyasporlu olacaklardır.