Yaklaşık 4 senedir Pozitif Psikoterapi ekolüyle çalışıyorum. Bu ekolle beraber bizler durumların ve olayların negatif yanlarını olduğu kadar pozitif yanlarının da farkında olmamız gerektiğini vurgularız. Winston Churchill'in dediği gibi, "bir kötümser her fırsatta zorluğu görür, bir iyimser her zorlukta fırsatı görür." İyimserler, başarısızlığın veya olumsuz deneyimlerin nedenlerini kalıcı olmaktan çok geçici görürler. Kişiselleştirmeden dış kaynaklar nedenli yaşandığına inanırlar ve genelleme yapmadan spefisik bir olay gibi durumları algılarlar. Böyle bir bakış açısı iyimserlerin değişim olasılığının daha kolay olduğunu gösterir.
     Bir kişinin geleceğinin yalnızca olumlu olaylarla dolu olacağına dair gerçekçi olmayan bir inanç öte yandan onları özellikle sağlıkları ve mali durumlarıyla ilgili gereksiz riskler almaya yönlendirebilir. Bu anlamda optimizmin de sınırlarının olması gereklidir. Bizim burada durduğumuz sınır yalnızca kötü yönlere ya da iyi yönlere odaklanmamaktır. Kötü durumlar karşısında fırsatları da görme becerisi kazandırmaktır. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, iyimserlerin bakış açıları daha sağlıklıdır ve karamsar kişilere kıyasla daha uzun yaşama eğilimindedirler. Ayrıca hastalık, yorgunluk ve depresyonun olumsuz etkilerine karşı daha az hassastırlar. Daha iyimser insanlar daha iyi ağrı yönetimine, gelişmiş bağışıklık ve kardiyovasküler fonksiyonlara ve daha iyi fiziksel fonksiyonlara sahiptir. Optimizm, fiziksel hastalığın olumsuz etkilerini yavaşlatmaya ve durdurmaya yardımcı olur. İyimserler, zorluklarda anlam arama eğilimindedir, bu da onları hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha dirençli hale getirir.
 
Soruna değil çözüme odaklanan cümleler kurun.
     “Toksik ilişkilerden uzak duracağım” gibi bir ifade, iyi olanlara değil kötü ilişkilere odaklandığı için geri tepebilir. Bunun yerine, cümleniz en olumlu sonucu belirtmelidir, örneğin "Sağlıklı ve dengeli ilişkiler kuruyorum" veya "İlişkilerim mutludur çünkü hayatımızın zevklerini ve sorumluluklarını birlikte paylaşıyoruz." Olumlu cümlelerin amacı, şu anda işlerin nasıl gittiğine dair memnuniyetsizliklerinize odaklanmadan arzularınızı geçerli ve gerçek olarak ifade etmektir. İyileştirmek istediğiniz kötü şeyleri değil hayatınızda görmek istediğiniz güzellikleri belirtin.
 
Olumlu cümleler yüksek sesle söylenmeli ve tekrarlanmalıdır.
     Konuşma ve tekrar, öğrenme süreçlerimizi güçlendirir ve bilinçaltımızın isteğimizi gerçekten duyma olasılığını artırır. Özellikle başka duyu algıları eklemek daha da yardımcı olur. Ben ders çalışırken parfüm sıkardım. Olumlu onayınızı yüksek sesle söylemeden önce bir zili çalmak, daha fazla duyuyu uyandırmanın başka bir yoludur. Tutarlı bir şekilde tekrarlanan ve onaylamalarla bağlantılı bir ritüel tipi durum yaratarak, bilinçaltına dikkatini çekmek istediğinizi işaret ediyorsunuz. Bunu bir süre yaptığınızda optimizm sizin olağan tutumunuz olacak.
 
Durumların pozitif yanlarını düşünürken gözünüzde canlandırın.
     Görselleştirme, bilinçaltına bir şeyler öğretmenin en iyi yollarından birisidir. Güzel şeyleri hayal ettiğinizde durumlar karşısında da güzellikleri görmeye başlarsınız.