Bugün biraz melankoliden girelim istedim ve hepimizin pişmanlıkları olduğuna değinmek istiyorum özellikle de geçmişe dönmek ve o geçmişteki hatalarını düzeltmek isteyenler için.
Kendimize bir mektup yazacağız. Ben örnek oluşturacağım içinde her türlü duyguyu gözlemleme şansınız olacak aynı yaşarken hissettiğiniz her türlü duygu gibi… Sizler de isterseniz kendiniz için kaleme alabilirsiniz.

Sevgili gençliğim

Herkesin çocukluğu kendine göre güzel ya da eksik geçiyor benimse yetişkinliği bin bir heyecanla beklediğim bir dönemdi. Ne çok meraklarım vardı hayata dair. Hiçbir günü belki de tadını alarak geçirmedim. Sürekli plan, sürekli istek, sürekli gelecek hayalleri içindeydim. Bir çocuğun yapması gerekenin tam tersine. Anı yakalamayı başaramamış olmalıyım ama biz zaten hep bir sonraki adımı düşünen bir toplum değil miyiz!  Merak ise insan oğlunun doğasında var.  Ben de kendimi öyle bir düşünceye kaptırmış olmalıyım ki ne öğrenciliği sevdim ne ergenliği.

Gençlik ise yaşarken çok güzel ama yetişkinlikte pişmanlık dolu.  Geriye dönüp bakınca kızıyorum sana Başak. Hayatı dolu dolu geçirmek imkan ve zamanla ilgi olsa da, hala dolu dolu geçirmediğime üzülüyorum. Hobilerim yokmuş mesela. Kendimce çok büyük dertlerim varmış. Odak noktam okul ve arkadaşlarımdı. Okulu sevdiğimden de değil, gelecek hedefinden. Severek yapsam belki büyümek için bu kadar çok çaba sarf etmezdim. Ah bi de o yapamadıklarım şimdi ne çok içimde kaldı. Pişmanlık silsilesi. Bilsem ki yetişkinlerin çok farklı sorunları var belki de acelem olmazdı. Anlattılar aslında ama gençlik işte illa yaşayarak öğreneceğim. 

Bir de başına gelenlerden ders alma durumu var. Her büyüğün öğüdüydü o zamanlar. “Hatalar ders almak için var”  cümlesi. Tam olarak hangi hatalar? Ben onların hata olduğunu  bile yıllar sonra öğrenmişken, yaşarken o duygu karmaşası ile mi ilgilenmeliyim yoksa dur bir dakika ben bundan bir ders çıkarmalıyım mı demeliydim. Bu sebeple hep bir bilene sor denirdi. Sormadım pişmanım. Sorsam da yine de yapardım. Pişmanlık kötü mü bence değil. Hepsini de iyi ki yaptın başak diyorum. Tabi hatalar da kişiye göre değişiyor, belki benimkiler başkalarına göre çok da önemli değildi bilmiyorum.

Fakat yetişkin olmak kontrollü yaşamayı gerektirir. Olgunluk böyle bir durumdur. Tutturamazsın mesela. Hata olduğunu bile bile yapamazsın. Gençlikteki heyecanlar artık yoktur. Çünkü yaptıklarının sorumluluklarını tek başına alırsın. Bu da ya büyük cezalara sebep olur, ya da başarılara. Yani ne yaparsan kendine.  Çaresizliğe düşersin, bilinmezliğe çoğu zaman öfkeye. Gelecek kaygıları da gençlikte yetişkinlik kadar fazladır. Ama her ne duyguyu tattıysam da hepsi bana aitti. İlla ki çevremdekilerin de katkısı oldu bu duygulara ancak onlar benim yoluma dahil oldular. Bu sebeple şanslıydım. Başkasının yoluna da girsem ona da peki. Cahildim. Hala okuyan gelişen koskoca bir cahilim.

Bu yüzden de diyorum ki; sevgili geçmişim her adımınla benimsin. Atsam atamam, silinmiyor da. Gel senle barışalım.  Geldiğim nokta ne olursa olsun, ben insanım ve her şey insanlar için.  Çocuktun ergen oldu ergendin yetişkin oldun yine de yüzde yüz doğru olamayacaksın. En iyisi kabulüm ol.