23 Nisan’da Silivri açıklarında yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul’da sadece yerleri değil, konut piyasasını da ciddi şekilde sarstı. Depremden sonra hem kiralık hem de satılık konut fiyatlarında yüzde 8 ila 10 arasında bir artış oldu. Peki bu artışın nedeni ne? Kalıcı mı olacak? Yoksa geçici bir dalgalanma mı?
Depremin hemen ardından insanlar daha güvenli, yeni yapılmış ya da zemini daha sağlam bölgelerde ev aramaya başladı. Bu doğal bir tepki. Sonuçta herkes kendini ve sevdiklerini güvende hissetmek istiyor. Ancak bu talep artışı fırsatçılara da alan açtı. Bazı ev sahipleri ve hatta bazı emlakçılar bu durumu kendi çıkarlarına çevirmeye çalıştı. Fiyatlar bir anda yukarı fırladı.
Tüm Emlak Danışmanları Birliği (TEDB) Başkanı Hakan Akçam da bu konuda önemli açıklamalar yaptı. Akçam’a göre bu tür kriz anlarında fiyatları artıran asıl kişiler genellikle ev sahipleri oluyor. “Biz emlakçılar, çoğu zaman ev sahiplerinden gelen talimatla fiyatları güncelliyoruz,” diyor. Yani fiyat artışının kaynağı çoğunlukla ilanı veren ev sahibi.
Devlet de bu duruma seyirci kalmadı. Ticaret Bakan Yardımcısı, depremin yaşandığı gece sosyal medya üzerinden “Fiyat artışına yol açanlara ceza yazacağız” açıklamasında bulundu. Nitekim bazı ev sahiplerine 250 bin liraya kadar ceza kesildiği bilgisi paylaşıldı. Ancak bu cezaların sürekli hale gelmesi gerektiği vurgulanıyor. Çünkü sorun sadece bir defalık değil; sektörde fırsatçılık oldukça yaygın.
FİYATLAR NE KADAR DAHA YÜKSELECEK? YOKSA DURULACAK MI?
Deprem sonrası yaşanan fiyat artışının uzun vadede sürüp sürmeyeceği, konut piyasasındaki birkaç temel faktöre bağlı. Bunların başında konut arzı geliyor. Yani piyasada yeterince ev olup olmaması. Hakan Akçam bu konuda da net konuşuyor: “Eğer konut arzını artırmazsak, fiyatlar kolay kolay düşmez.” Ancak bu noktada umut verici gelişmeler de var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un son dönemde yaptığı açıklamalara göre, sosyal konut projeleri hızlandırılacak. Bu da özellikle dar gelirli vatandaşların konuta ulaşımını kolaylaştıracak. Bu tür projeler sayesinde, piyasadaki kiralık ev talebi biraz olsun hafifleyecek. Talep azalınca da fiyatlar daha dengeli hale gelecek.
Elbette konut piyasasında sadece deprem ya da arz-talep dengesi etkili değil. Mevsimsel etkiler de oldukça önemli. Yaz ayları yaklaştıkça memurların tayinleri, üniversite öğrencilerinin yer değişiklikleri gibi nedenlerle kiralık konutlara olan talep artabiliyor. Ancak yazın ortasına doğru bu hareketlilik de duruluyor. Yani önümüzdeki aylarda fiyatların sabit kalması ya da daha yavaş artması bekleniyor.
ENFLASYON DÜŞÜYOR, KİRA ARTIŞ HIZI AZALIYOR
Bir diğer önemli faktör ise enflasyon. Nisan ayında kira artış oranı yüzde 51,8 idi. Mayıs ayında bu oran yüzde 48,2’ye düştü. Yani kira artış hızı, enflasyonla birlikte yavaşlıyor. Bu da iyiye işaret. Akçam’a göre enflasyonun düşmesiyle birlikte konut kiralarında da daha az artış göreceğiz. Belki de bir süre sonra fiyatlar duracak ve hatta bazı bölgelerde gerileyecek.
Ancak bu iyimser tablonun hayata geçebilmesi için sektördeki düzensizliklerin de kontrol altına alınması gerekiyor. Özellikle emlak ilan sitelerinde yer alan abartılı fiyatlar hem tüketiciyi zorluyor hem de piyasayı yanlış yönlendiriyor. Akçam, bu platformlara yönelik denetimlerin artırılmasını ve belirli sınırlamaların getirilmesini öneriyor.
DİJİTAL DÜZENLEMELER UMUT VADEDİYOR
Son dönemde devreye alınan bazı dijital düzenlemeler de dikkat çekiyor. Örneğin elektronik kontrat uygulamaları ve dijital kira takibi gibi sistemler sayesinde hem ev sahipleri hem de kiracılar daha adil bir zeminde buluşabiliyor. Bu sistemler, suistimallerin önüne geçmek için önemli bir adım.
Akçam, bu tür dijital çözümlerin yaygınlaşması halinde piyasada daha şeffaf bir yapı oluşacağını söylüyor. Böylece hem kiracılar daha korunaklı hale gelecek hem de haksız fiyat artışlarıyla mücadele daha kolay olacak.
SONUÇ: DEPREM FİYATLARI SARSTI, AMA UMUT VAR
Özetleyecek olursak, İstanbul’da yaşanan 6.2’lik deprem konut piyasasını önemli ölçüde etkiledi. İnsanlar güvenli konut arayışına girince, talep arttı ve fiyatlar yükseldi. Ancak bu artışın kalıcı olması, konut arzına, enflasyona ve devletin aldığı önlemlere bağlı.
Eğer sosyal konut projeleri hız kazanır, piyasa daha şeffaf hale getirilir ve dijital denetim mekanizmaları aktif şekilde kullanılırsa, önümüzdeki dönemde konut fiyatlarında denge sağlanabilir. Yaz aylarıyla birlikte fiyatların daha stabil hale gelmesi bekleniyor.
Yani deprem konut piyasasını sarstı ama çözümler de masada. Hem devletin attığı adımlar hem de toplumun bilinçli hareket etmesiyle bu sürecin dengelenmesi mümkün. Şimdi önemli olan, fırsatçılığa geçit vermeden herkesin barınma hakkına adil şekilde erişebilmesi.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar