2015 genel seçimlerinden sonra CHP Antalya İl Binası’na gelerek önemli bir ziyarette bulunan CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ın açıklamaları, Türkiye’nin yarınlarına dair önemli ipuçları içeriyordu.
“Seçimlerden sonra Antalya milletvekili olarak arkadaşlarımı ziyaret etmek ve kendilerine teşekkür etmek istedim. Bu sonuç bizleri mutlu eden bir sonuç değil. Siyasette hiçbir zaman şartlar insanların kontrolünde değil. CHP’nin aldığı sonuç ortada. 5 milletvekili Antalya’nın mahcup olmayacağı bir sonuçtur. İl örgütümüzü ve seçmenlerimizi selamlıyorum. Bu seçim tarihsel bir dönüşümün gerçekleştiği bir seçim olmuştur. İktidarların halkın tercihleriyle değiştirileceğinin mesajının verildiği bir seçim olmuştur. Toplum, diyalog ve işbirliği tercihini ortaya koymuştur. Demokrasinin ergenliğine ait, birçok husus bu seçimde görülmüştür. Önümüzde yeni bir sorun var. Bir yanlışa dur dedik. Şimdi doğruyu ortaya koymalıyız. Ülke çıkarları etrafında anlayışımızı sergilemek zorundayız. İşbirliği ihtiyacı temel değerlerimizden vazgeçmemeliyiz. Halkın reddettiklerine dolaylı destek veren çözümlerden de uzak durmaya ihtiyaç vardır. İşbirliği yapılmalıdır. Ama kimse siyasi kimliğini inkar etmemelidir. Çıkış yolu demokratik olmalıdır. Hukuk’a saygı temel ilke olmalı, hak ve özgürlüklere saygı, sosyal devlet politikasında bir açılım arayışların çıkış noktası olmalıdır. Sorumlu arkadaşlara başarılar diliyorum” demişti.
Sıcağı sıcağına yapılan bu açıklamaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Baykal’ı davet etmiş ve ikili Türkiye’nin yarınlarına dair baş başa görüşmüşlerdi.
Milletimiz, en yaşlı üye sıfatıyla Mecliste Baykal’ın nasıl bir uzlaştırıcı olduğunu ekranlardan izledi.
Önümüzdeki günlerde yapılacak olan meclis başkanlığı seçiminin favori adayı Baykal görünüyor. Cumhurbaşkanlığına da vekâlet edecek devlet tecrübesini ortaya koyan Baykal’ı, sanırım Türkiye’nin iki numaralı koltuğu bekliyor.