Ülke olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz.

Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde canımızı, malımızı, geleceğimizi, geçmişimizi kaybettik.

Buna rağmen ayağa kalkmak için el ele, gönül gönüle verdik.

Depremzede vatandaşlara evlerimizi açtık.

Yardımlarına koştuk, acılarını dindirmeye çalıştık.

Bu birlik ve beraberliğimiz acı tabloya rağmen teselli kaynağımız oldu.

Hatırlarsanız geçtiğimiz hafta Beşiktaş-Antalyaspor maçında depremzede çocuklar için sahaya atılan peluş oyuncuklara dikkat çekmiş, yaşanan tablonun örnek teşkil ettiğini belirtmiştim.

Bu hafta ise maalesef tam tersi bir tablo bizleri derinden yaraladı.

Hafta sonu 2. Lig’de Bursaspor-Amedspor maçı öncesi ve sonrası yaşananlar futbol adına utanç vericiydi.

Bazı kendini bilmez taraftarlar, Amedsporlular’ın kaldıkları otel önünde taşkınlık yaptı, futbolcuları sabaha kadar uyutmadı.

Diyarbakırlı olduğu belirtilen çocuk yaşta sayılabilecek birine zulmedip zorla ‘Bursaspor’ diye bağırttılar.

Tribünde tek buldukları birine saldırdılar, linç etmek istediler.

Maç sırasında ‘Beyaz Toros’ ve ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın posterini açtılar.

Beyaz Toroslar, 1990’lı yıllarda insanların yüreklerine adeta korku salan, infazlar ve faili meçhullerle anılıyordu.

Mahmut Yıldırım’ın ise devlet adına suç işlediği, tetikçilik yaptığı iddia ediliyordu.

Yetmedi, sahaya inip kafileye saldırılar, sahaya bıçak ve mermi attılar.

Özetle utanç verici bir tablo.

Spora yakışmadı.

Yaşananlar kabul edilemez.

Gerçek sorumlular bulunup en ağır caza verilmeli.

Yazımı Amedsporlu oyuncu Muhammet Raşit Yöndem’in sözleriyle bitirmek istiyorum.

“Bana terörist diye bağıranlara hakkımı helal etmiyorum. Bursalı bir annenin, Bursa’ya devlet kurumunda 15 sene hizmet veren bir babanın oğluyum. Derdi ekmek parası olan futbolculara madde atıp yaraladınız. Terörist dediniz. Vatanı kurtardınız.”