Yapay zekâ her yerde. Genellikle pek farkına varmadan da olsa yapay zekâ ile zaten pek çok alanda uzun yıllardır karşılaşıyorduk. Üzerinde oldukça uzun zamandır çalışılan bir teknoloji bu. Ancak geçtiğimiz son birkaç yıl içerisinde gösterdiği ciddi gelişim hızı, insanların ağzını açık bırakacak şeyleri kolaylıkla yapabilir hale gelmesi, günlük hayatı oldukça kolaylaştırabilir olması ve kullanımının kolaylığı ile beraber günümüzde popülerliği hiç olmadığı kadar artmış durumda. Bu bağlamda, yapay zekâ ile bağlantılı bazı terimlerin ne olduğu hakkında fikir sahibi olmak faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bu yazı serisinde, bu terimlerin üzerinden teknik detaylarda boğulmadan, olabildiğince sade bir dille geçiyor olacağız.

Etik Yapay Zekâ

Yapay zekânın günümüz dünyasında her yere yayıldığından, kullanımının giderek artığından bahsedip duruyoruz. Aldığı kararlar ile insanların hayatını etkileyebilecek bir noktada. Bu durum bazı önemli soruları da beraberinde getiriyor. Ne kadar adil çalışıyor? Ne kadar güvenilir? İnsanlara bir zararı olabilir mi? Etik yapay zekâ bu tarz sorularla ilgilidir. Etik yapay zekâ, teknolojinin insanlara zarar vermeden, adil ve güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlama çabasıdır.

Ne Olabilir?

Yapay zekânın eğitiminde kullanılan verilere dayanarak bir şeyler öğrendiğinden, bu verilerde yer alabilecek hataların, ön yargıların ve benzerinin yapay zekânın yanlış şeyler öğrenmesine sebep olabileceğinden daha önce bahsetmiştik. Pek çok insan hem gündelik hem de profesyonel hayatlarında yapay zekâdan bir asistanmış gibi yararlanıyor. Bu noktada yapay zekânın vereceği yanlış bir cevap pek çok farklı sıkıntıya sebep olabilir. Daha somut bir örnek olarak bir banka düşünelim. Bu banka kime kredi vereceğine karar vermek için yapay zekâdan yararlanıyor olsun. Böyle bir sistemin adil olması gerekir ancak eğer sadece belirli bir grup insanın verileriyle eğitilmişse başkalarına haksızlık yapabilir.