Değerli üstadım Yılmaz Özdil..
Türkiye’nin her demokrat evladı gibi seni hem bir üstadım, hem de usta bir kalem oluşundan dolayı gıpta ile takip edip, yazılarını zevkle okuyanlardanım.
Sayın üstadım. Ne var ki, 15 Aralık tarihli, “Gazeteci” başlıklı yazınızı okudum okuyalı, sizin de bazen her türlü araştırmayı layıkıyla yaparak köşenizi itinayla yazdığınız ile ilgili üzülerek belirtiyorum içime şüphe düştü.
Söz konusu yazınızda evet önemli konulara temas etmiş, övgüye değer şeyleri de açıkça belirtmişsiniz ki, katılmamak mümkün değil. Ancak 2012 yılı Hasan Tahsin Ödülü’nün verilmesi gerektiği kişi diye işaret ettiğiniz Atilla Sertel ile ilgili belli ki o kadar çok bilmediğiniz yönler var ki, sizi bile yanıltmış.
İzmirli olabilirsiniz.
İzmirli olduğunuz için de hemşeriniz ve özellikle de cemiyet başkanınızı yere göğe sığdırmaya bilirsiniz.
Ne var ki.,
Aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlığı yapmakta olan Atilla Sertel’in, Türkiye genelinde kendi meslektaşlarına uyguladığı yaptırımı öğrendikten sonra, sanıyorum ki bırakın Hasan Tahsin Ödülü’nün kendisine verilme teklifini götürmenizi, adından bile bahsetmeyeceksiniz.
Önceki gün yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısına, 10 üye cemiyetin TGF’den atılmasını, 6 cemiyete de geçersiz nedenlerle disiplin cezası verilmesini protesto ederek katılmayan 40 basın örgütü, ortak deklarasyon yayımladı.
Basının ve basın çalışanlarının sorunlarını, Türkiye genelinde örgütlü bir güç birliği kurarak çözmek amacını taşıyan Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Atilla Sertel yönetiminin taraflı ve antidemokratik tutumu sonucu meşruluğunu kaybetti.
Deklarasyonda da belirtildiği gibi, “1997 yılında büyük fedakârlıklarla kurulan Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), son 3 yılda Atilla Sertel yönetiminin anti demokratik, hukuk dışı ve etik açıdan kabul edilemez uygulamalarına sahne olmaktadır” denilerek, bugünkü duruma gelinmesinde Atilla Sertel’in iyi niyet kurallarına uymayan girişimlerinin etkili olduğu vurgulandı.
Gazeteciler arasında ötekileştirme sürecini başlatan Atilla Sertel yönetimi, gazetecilerin sorunlarını çözmek yerine şahsi ihtiraslarının peşine düştü.
Atilla Sertel ve yönetimi, yapılan yazılı ve sözlü uyarılara rağmen anti demokratik uygulamalarını sürdürdü, dışlama ve hukuk dışı uygulamalarına ısrarla devam etti.
Öncelikle, 13 Aralık 2009 tarihinde, kâğıt üzerinde bir tüzük genel kurulu yapıldı. Bu değişiklikle TGF’nin 11 kişiden oluşan yönetimi doğal delege yapılarak, eşitlik ilkesi bozuldu.
Genel Kurul’un hemen ardından yapılan Alanya Başkanlar Konseyi Toplantısı ise, Atilla Sertel’in başkanlar konseyini hiçe saydığını açıkça ortaya koydu. TGF tarihinde ilk defa Başkanlar Konseyi tamamlanmadan yarım bırakıldı.
Hukuksuz bir kongre ile seçilen ve meşruluğunu kaybeden Atilla Sertel yönetimine karşı harekete geçen gazeteciler cemiyetleri, yeterli sayının çok üzerinde delegenin imzasını toplayarak olağanüstü genel kurul yapılması için TGF yönetimine başvurdu.
Olağanüstü genel kurulda seçimi kaybedeceğini anlayan Atilla Sertel ve yönetimi, bu defa da muhalefette yer alan 10 gazeteciler cemiyeti ile basın meslek örgütünü sudan bahanelerle Türkiye Gazeteciler Federasyonu üyeliğinden ihraç etti.
Sertel yönetimi, TGF Genel Başkan adayı Nuri Kolaylı’ya da akıl almayacak uydurma bir nedenle “kınama cezası” vererek, aday olmasının önüne geçmek istedi.
Özetle; 23 Eylül kongresinde 7 basın örgütünün 28 delegesine keyfi gerekçelerle haziruna dahil etmeyip oy kullandırmayan Sertel yönetimi, 5 Ocak olağanüstü kongresinde de 10 basın örgütünü TGF’den ihraç edip toplam 40 delegeye oy kullandırmama yolunu seçmiştir. Üstelik, Başkanlar Konseyi’nde görüşülmeden son 2 ay içinde 7 ilçe cemiyetini federasyona üye yaparak, kural tanımazlığını ortaya koymuştur.”
Sayın Özdil.,
Kıymetli Üstadım.
Atilla Sertel’in Mustafa Balbay ve arkadaşları ile ilgili girişimleri ne kadar takdire değerse, ne yazık ki aynı Sertel, yazımın içeriğinden de anlayacağınız gibi Türkiye’deki gazetecileri bölme yoluna gitmiştir, hatta bölmüştür.
Peki sizin tarif etmeye çalıştığınız ve ödül verilmesini istediğiniz Gazeteci modeli hakikaten bu mudur?