Daha dün gibi Aksu yakınlarında meydana gelen kazada ölen 10’a yakın Rus turistin haberi. Dünya’ya rezil olduğumuzun fotoğrafıydı aslında o kaza.

Kaza sonrası yapılan açıklamalar bugün yine her şeyi doğrular.

Ne demişti o zaman sektör çalışanları

“Saatler boyu çalıştırılıyoruz. Gecemiz yok gündüzümüz yok. Dinlenme yok. Mesai yok, yorgunluk ve uykusuzluk çok”

Yine bir kaza…

Geçtiğimiz günlerde yaşanan yine tur kazası gazete ve yaygın görsel yayın yapan kanallarda Antalya gösterildi.

Bu görüntüde herkesin özlem duyduğu ne o renkli ışıklar altında eylenen tatilcilerin görüntüsü ne de 5 yıldızlı otellerin havuz başındaki coşkusu.

Bu görüntü de acı var, ihmal var, gözyaşı var.

Valilik ve sektörün temsilcileri defalarca açıklamada bulundu. Defalarca dikkat edilmesi gereken konulara uyulması istendi. Ama takan yok.

Ne devletin valisini dinleyen var, ne de sektörün temsilcilerini.

Sürücüye teslim edilmiş yaşamlar Allaha emanet.

Uyulmayan kurallar, dikkat edilmeyen uygulamalar, hassasiyet gösterilmesi gerekenler. Hiç birisi yok.

Biz gazeteciler zaman zaman yurt dışına çıkmaktayız. Oradaki sektör temsilcileri ile birlikte tur araçlarına ve kiralanan servis otobüslerine binmekteyiz.

Biliyoruz ki bizi emanet alan yabancı ülke ev sahipleri, sağlıklı bir şekilde yeniden bizleri ülkemize geri göndermek. Biz de kendimizi emin ellerde hissederiz.

Oysa bu duygu Türkiye’de yok. Bir acayip bakmaya başladık turistlere. Horlamaya ve ağza alınmayacak cümleler kurulmakta.

Bizler daha ilkokul çağlarında turistlere olan saygınlığımızın ve hoşgörümüzün hangi seviyelerde olması gerekenler anlatılmış o bilgilerle bugün şehrimize gelen turistleri aynı güzellikte kucaklamaktayız.

Ancak görülüyor ki kimi sektör departmanları turisti koyun gibi görmekte.

Oysa bilmiyor ki koyun süt verdiğinde peynir yiyebiliriz, yoğurdundan faydalanabiliriz.

Bu kaza ile bir kez daha Antalyamızın çok değerli kurumlarını, valiliğimiz başta olmak üzere sektör dernek, oteller ve hatta tur operatörleri gerçek bir konsensüs sağlamalı.