Antalya ülkenin en sakin kentlerinden birisi. Bu sakinliği yani Antalya’yı yaşanır kent haline getirenlerin başında vali ardından da tabi ki emniyet mensupları geliyor.
Ama gel gör ki, Konyaaltı’nda yaşanan vahim bir olay, ülke gündeminin birinci sırasında yerini aldı, herkese de “Yazık oldu” dedirtti.
Densizin mi desek, dengesiz mi bilemiyorum, biri çıktı, 19 yıllık polis şefi, Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürü Uğur Gökcan’ı tabancayla vurarak şehit etti.
Söz konusu olayı TV’lerden izleyerek, “Kazaen tabanca ateşlenmiş” yorumu yapmaya kalkmasın, o densiz eğer ki iyi niyetli olmuş olsaydı işaret parmağı silahın tetiğine götürmeye bilirdi.
“İyi niyet” diyoruz da, tamamiyle lafın gelişi. İyi niyet olmuş olsaydı, bir benzin istasyonundan aldığı benzinin parasını vermemeye kalkıp, silahını çekip, etrafa rast gele ateş açıp, kendisini ikna yoluna gidebilmek için hayatı pahasına bunu yapan polis şefinin şehit olmasına mı yol açardı?
Ne yazık ki Uğur Müdür tabiri caizse pisi pisine hayatını kaybetmiştir.
Oysa ki.,
Bu ülke onun engin tecrübesinden daha yıllarca yararlanmak istiyordu. 1 polis eş ve 2 evlat yetim kaldı. Uğur Müdür’ün Antalya’ya canlı olarak geldiği bedeni, dün sabah saatlerinden cansız olarak memleketi Kütahya’ya uğurlandı.
“Ruhu şad olsun” demekten başka elden ne gelir ki?
* * * * * * * * * * * *
Akdeniz Manşet Gazetesi olarak Büyükşehir Belediyesi’nin Kepez’de açtığı, ‘Kadın Sığınma Evi’nde’ yaşananları gündeme taşımıştık. Söz konusu Sosyal Tesiste kalan bayanlara idare tarafından uygulanan kötü muameleyi kamuoyuna duyurmuş, yetkilileri gerçek görevleri neyse onu yapmaya davet etmiştik.
Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Manşet’in bu haberini ihbar kabul edip, sığınma evinde görev yapan güvenlik, temizlik, hemşire, öğretmen ve birim sorumlusu olmak üzere tüm personeli soruşturma süreci kapsamınca görevden aldığını açıkladı.
Büyükşehir’de 3 yıl aradan sonra iyi şeyler mi olmaya başladı ne!..
Duyarlılıkları karşısında gözlerimiz yaşardı!..
Ama bu karara sevinmeli mi, üzülmeli mi anlayamadık. Zira belli ki Büyükşehir Belediyesi, kurunun yanında yaşı da yakmış.
Birkaç kişinin cezasını tüm personele fatura etmek, işin kolayına kaçmaktır.
Günahsız insanları ekmeğinden etmektir.
Soruşturma sürecinin süresi ne olacaktır?
Canı isteyen 2 günde soruşturmanın sonucuna ulaşır, canı istemeyen o süreci aylara hatta yıllara bile yayabilir.
Kadın Sığınma Evi olayı birilerine küpe olsun. Zira, 3 yıldır çark, “İşe göre adam” değil, “Adama göre iş” yöntemiyle döndürülmeye çalışıldı. Demek ki herkes her işten anlayamıyormuş.
Bir insanda beceri olduğu kadar, çok az da olsa vicdan lazım.
* * * * * * * * * * * *
Son 1 ay içerisinde Çıralı ile ilgili çok şeyler yazıldı, çok şeyler söylendi. Ulusal TV’lerde dahi olay gündemlerde tutuldu. Konunun direkt muhatabı ile sadece Akdeniz Manşet diyalog kurdu.
“Çıralı’nın esas koruyucusu benim, işgalcisi değil” diyerek sitemli bir yaklaşım gösteren işletmeci Hüseyin Gedik’in yazılı açıklamasını Manşet’ten vermiştik.
Haberimiz bir hayli yankı uyandırdı.
Tabi ki kuyruklarına basılan ciyakladı, “En azından tek taraflı haber olmama özeni göstermişsiniz” diyenler de oldu.
En dikkat çekici tepkilerin başında da, “Çıralı’nın yıllardır süre gelen gerçekten büyük sorununa dikkat çekmişsiniz. O dünya harikası beldenin talancıları mı Çıralı’ya sahip çıkacak, yoksa güzel şeyler olması peşinde koşanlar mı, bunu ayırt etmişsiniz” görüşünü ortaya atanlardı.
Nedir Çıralı’da sorun olarak görünen olaylar?
Günü birlik Çıralı’ya gidip, o eşsiz temizlikteki denizine girenler için duş alınacak bir tane duş yok. Soyunup, giyinecek kabini, oturulup, denizi izlenecek bir parkı, ve deniz kenarında insanların bir şeyler atıştırabileceği kafesi yok. Varsa yoksa balıkçı meyhaneleri ve bakımsızlıktan kuruyup, yangına resmen davetiye çıkartan çalılıkları mevcut. Çıralı her geçtiğimiz gün mezbeleliğin içerisine gömülmeye götürülüyordu, güzel şeylerin olması insanlık adına.
Gerek Çıralı haberimiz, gerekse şahsımın Çıralı ile ilgili yorumu için, muhteremin birisi, “Habercilik adına ne yapmak istiyorlar anlayamıyorum” cümlesini kullanmış.
Bunu diyen muhtereme, “Sadece gazetecilik” yapmak desek, cevap olur mu?
Yoksa, Çıralı yakınlarında oturan vatandaşın birisine, “Elimizdeki dosyanın değeri şu kadar para” demek midir gazetecilik?
Trend Haberler

Operasyon Anex Tour firmasına da sıçradı

Antalya Büyükşehir’de hafriyat krizi: Müdür görevden alındı

Antalya otelciler kralı gözaltında! Turizmde kripto şoku

Antalyaspor’da Erman Kılıç ve Veysel Sarı’ya PFDK’dan ağır fatura

Hafriyatçılar Büyükşehir’i çevirdi! Giriş çıkışları kapattılar

ANEX Tour’dan açıklama geldi