Geçenlerde Manşet Gazetesi’nde yazar arkadaşım Yunus Erdoğan ile sohbet ederken konu Halk Otobüsçüleri Odası’nın yeniden zam istemelerine geldi.

Daha birkaç ay önce halk otobüslerinin taşıma ücretlerine zam yapılmışken yeniden zam talep etmeleri halkın tepkisine yol açtı…

Bu asla kabul edilemez bir durumdur.

Kent içi toplu ulaşım bir “kamu hizmetidir”

“Kamu hizmetini özelleştirirsen” sonuçta kâr amaçlı hizmet verileceğinden zam talebi kaçınılmaz hale gelir.

Dünyada kent içi toplu ulaşım kamu hizmeti olarak kabul edilir ve kamu kuruluşları tarafından yerine getirilir.

Hiçbir batılı ülkede kent içi toplu taşımacılık “özelleştirilmemiştir…”

Özelleştirme ile yapılan hizmetlerde kâr elde etme amaçlanır.

Kamu hizmetlerinde ise kâr hesabı yapılmaz ve hatta zarar edilse bile bu zarar başka kaynaklarla kapatılır…

Antalya Büyükşehir Belediyesine ait otobüsler geç saatlere kadar en uzak mahallelere kadar yolcu taşıdıkları halde, halk otobüsleri yolcu kapasitesi en yüksek olan hatlarda çalışmaktadır.

“Mustafa Akaydın ve Muhittin Böcek” dönemlerinde toplu taşıma için epeyce otobüs alındı ve hizmete sokuldu…

“Ancak sorunu kökten çözmenin yolu, halk otobüsleri sistemini ya otobüsleri satın alarak ya da başka bir şekilde tasfiye ederek toplu taşımanın tamamen Belediye otobüslerince yapılmasıdır.”

Böyle bir adım devrim niteliğinde olur ve bu adımı atan Antalya tarihine geçer…

***

Bir başka örnek ise Belediyenin araç bakım onarımının özelleştirilmesidir.

Bu özelleştirme, itirafları (ya da iftiraları) sonucunda Muhittin Başkanın, oğlunun ve gelinin tutuklanmasına 100’den fazla kişinin gözaltına alınmasına yol açan Yusuf Yadoğlu’nun şirketinin aldığı özelleştirme…

İşin itiraf ve siyasi gelişmeleri bir yana, araç bakım ve onarımı işinin özelleştirilmesi ile belediyenin kasasından Yadoğu’na 1,2 milyar TL ödenmiştir.

Konunun uzmanı olan Makine Mühendisleriyle ve bazı Belediye personeliyle yaptığım görüşmede; Yadoğlu’nun şirketinin yaptığı işi Belediyede kurulacak araç bakım onarım merkezinin beşte biri fiyatına yapılabileceğini söylemeleri “özelleştirmenin nasıl bir soygun olduğunu gözler önüne serdi.”

Aradaki bu büyük fark belediyenin diğer hizmetlerine aktarılması ile daha yaygın ve kaliteli hizmetlerin yapılacağını görmemek için kör olmak gerekir.

Ve bunu fark eden “Vekili Büşra Özdemir’in” çabası ile Makine İkmal, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığın kurulması son derece önemli bir adımdır.

Bu adım gerçekleştirilirse bir özelleştirme daha kamu hizmeti olarak yapılacak ve böylece belediye bütçesinde büyük bir tasarruf gerçekleştirilecektir.

***

Belediye kaynaklarını özel kişilere aktaran bir başka uygulama ise “doğrudan alım” uygulamasıdır.

Elbette bazı mal ve hizmetleri belediye üretemez, üretecek sistemi bulunamaz.

Bu durumda doğrudan alım yapılması doğrudur.

Ancak kimi mal ve hizmetler vardır ki bunları belediyenin imkanlarıyla gerçekleştirilebilir…

İşte bu noktada karar vericilerin çok dikkatli olmaları gerekir.

***

Son cümle;

Özelleştirme ve özel kişilere belediyenin mal ve hizmetlerinin alımını yaptırmak bir çeşit servet transferi olduğu gibi “rüşvetin, görevi kötüye kullanmanın ve nüfuz ticaretinin” yolunu açan uygulamalarıdır…

Belediyelerde hizmetlerin ve işlemlerin yine belediyenin çeşitli birimlerince yapılması rüşvetin, görevi kötüye kullanmanın yolunu da büyük ölçüde kesecektir.