Önce ilk yarının son maçında lig sonuncusu Akhisar Belediyespor’a son dakika golüyle yenildi.
Ardından Ziraat Türkiye Kupası’nda Trabzonspor’a yenilerek büyük bir fırsatı tepti.
Bakıyorum maçtan sonra çok ilginç yorumlar yapılıyor.
Dün şampiyonluktan söz edenler bugün “Acaba” demeye başladı.
Antalyaspor’un son iki maçta aldığı sonuçlar kimseyi karamsarlığa itmesin.
İlk yarıdaki başarılı sonuçlar sonrası beklentiler büyük olmuştu. Haliyle alınan yenilgiler kabullenilmiyor. Ancak futbolda her sonuç var. Hele hele bu sezon. Her takımın her takımı yendiği, hiçbir sonucun sürpriz olmadığı ligde Antalyaspor’un son iki haftada elde ettiği kötü sonuçlar abartılmamalı. Ayrıca bundan böyle bu sonuçlara da hazırlıklı olmalıyız.
Olaylara objektif ve gerçekçi bakmalıyız.
Son yıllarda asansör takım damgası yiyen Antalyaspor’un ilk yarıda elde ettiği başarılı sonuçlar herkesi şaşkına çevirdi. Kimse böyle bir performans beklemiyordu. Tarihi başarılara imza atıldı. Ancak lig uzun bir maraton her an her şey olabilir. Yukarıda da belirttiğim gibi bu tür yol kazaları yaşanabilir. Önemli olan bu kazaları en az zararla kapatmak. Olaylara günlük değil, uzun ve gerçekçi olarak bakılmalı. Bunu başardığımız takdirde önümüzü daha net olarak görürüz.
Özetle, Antalyaspor’un aldığı sonuçlar beni korkutmuyor, tedirgin etmiyor. Ligi ilk 8 içinde bitirmesi benim için başarıdır. Beni korkutan ise bazı oyuncaların tutumudur. “Abi” rolünü üstlenen bu oyuncular üzerine düşeni yapmıyor.
Trabzonspor maçını kısaca analiz edelim.
İlk olarak Uğur İnceman’ı ele alalım. Gemisini kurtaran kaptan olması gerekirken, O tam tersini yapıyor. Aldığı kırmızı kart kariyerine yakışmadı. Amatör bir futbolcu bile bunu yapmaz. Oyundan atılarak takımını zorda bıraktı.
Peki ya Deniz Barış’a ne demeli?
Fenerbahçe gibi birtakımda forma giyen, Şampiyonlar Ligi havası soluyan bir oyuncu nasıl olur da bu kadar basit penaltı yapar. Takım olarak hücuma çıkarken kaptırdığı her top tehlike oluşturdu. Bu ayarda bir oyuncunun bunları yapması beni şahsen korkutuyor.
Kayserispor’dan büyük umutlarla transfer edilen Mehmet Eren’e halen tahammül edilmesine ise bir anlam veremiyorum. Kurtarıcı olarak oyuna alınan Mehmet Eren, kafasında futbolu bitirmiş. Buna rağmen nasıl oluyor da bu kadar tahammül ediliyor.
Genç futbolcu olarak bel bağladığımız kaleci Sammy ve Emrah’ta ise her geçen gün geriye doğru bir gidiş var. Trabzonspor maçında penaltı kurtaran siyahi kalecinin, hemen birkaç dakika sonra penaltı yaptırması tutarsızlığının en güzel örneği değil de nedir. Oyuna sonradan giren Emrah da attığı gole rağmen umut vermedi. Yaptığı ortaları görerek ve bilerek değil, tamamen ezber olarak yapıyor.
Kısacası dile getirdiğim oyuncular ciddi anlamda uyarılmalı. Uyarılmamaları halinde ise asıl tehlike işte o zaman yaşanır.
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz gözaltında

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder