Bilindiği üzere cumartesi günü haftalık iznimizi kullanıyoruz.
Ama ne izin!..
Havanın dibi delindi, tüm öfkesini sanki Antalya’dan çıkartırcasına sağanak yağış.
Al sana hafta sonu tatili ve keyfini çıkart!..
Öğleden sonra Nafiz Tanır ile görüşmem vardı ve Laura iş merkezine gittim. Sahil tarafından arabamla geri dönüyorum ama ne dönüş?
Araçlar yağıştan dolayı milim milim ilerliyor.
Tam Dedeman Otel önüne geldik, önümdeki her araba sağ taraftan bulabildikleri müsait yerden kaçıyorlar. Solumdaki aracın sürücüsü yağışa rağmen camını açmış bana bir şeyler söylüyordu ki bende camımı açıp ne dediğini duymaya çalıştım.
“Dedeman-Sampi kavşağı arasını su basmış araçlar yollarda mahsur kalmış. Bu nedenle geçiş yok. Kırcami tarafından gitmek zorundayız” demesiyle, açtığım camı anında kapattım zira aracın içini yağmur suyu doldurmuştu.
Denileni yaptım, sağa dönüp, nereye gittiğimi bilmeden sürdüm arabayı.
Portakal Çiçeği Bulvarı’na çıkmışım.
İstikamet, Burhanettin Onat, Mevlana, Eski Otogar, Yener Ulusoy ve 100. Yıl Bulvarı derken, önceden davetli olduğumuz Uncalı’daki yakın bir dostumun evine doğru gideceğim.
Meydan alt geçidinden geçtim.
Mevlana alt geçidinden de geçiyorum.
Ama benim kafama Şarampol alt geçidinden geçerken dank ediyor.
“2005 yılında Menderes Türel tarafından yapımı gerçekleştirilen bu alt geçitlere başlanırken, aralarında bizim gazeteci müsvettelerinin de olduğu bazı çığırtkanları bugün gibi hatırlıyorum da, “Milleti yok sayarak iş yapılmaz. Bu alt geçitleri ilk yağmurda sular basar, araçlar o suda yüzer” diye avazları çıktıkları kadar bağırmışlardı.
Cumartesi günü o alt geçitlerden eminim ki benim gibi binlerce kişi geçmiştir. Ve o geçenlere sormak istiyorum. Sağanak yağış sırasında Antalya’nın cadde ve sokakları ne haldeydi, alt geçitler ne durumdaydı?
Alt geçitlerde bırakın su birikintisini, sadece yağmur nedeniyle ıslanmış asfalt sesi geliyordu.
Abartıyor muyum ki?
Yine Cumartesi günü Hoca’nın Güllük Caddesi yağmur nedeniyle su altında kaldı.
Peki Işıklar tarafını gören oldu mu?
Bükemediğin bileği öpeceksin..
Yiğidi öldüreceksen de hakkını vereceksin..
Gelen gideni hep aratmıştır ya, Cumartesi günkü yağış bir gerçeği daha ortaya çıkartmıştır ki, Hoca ne yazık ki birkez daha Türel’i mumla aratmıştır.
Günümüz bu kadarla mı kaldı?
Tabi ki hayır.
Nafiz Tanır’dan tutan da, misafirliğe gittiğim arkadaşımı benim gibi ziyarete gelen iki yaşlı aileye kadar Antalya’nın yerel siyaseti üzerinde sohbetler ettik.
Bekir Kumbul Ak Parti’den Büyükşehir adayı olabilir mi?
Hasan Subaşı’nın her hangi bir yerden aday çıkma ihtimali var mıdır gibi soruların cevabı ile ilgili Nafiz Tanır’la beyin jimnastiği yaptık.
En dikkat çekici sohbet ne oldu dersiniz?
Uncalı’ya ev gezmesine gittiğim dostumun yaşlı misafiri, “Muhitin Böcek için miadını doldurdu diyorlar. Ayhan isimli birisinden bahsediyorlar” demez mi?
“Ben 12 yıldır Uncalı’da oturuyorum. Böcek için bakışlar artık değişmeye başladı. Bu bölge hizmet alamaz oldu. Ayhan isimli kişi de dört yıldır Belediye’de staj yapıyormuş. Stajını tamamlamış ve adaylığa hazırlatılıyormuş” diye de ekledi..
Ben demiyorum, vatandaş Mahmut efendi söylüyor.
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz gözaltında

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder