Önceki gün cep telefonlarına mesajlar atılıyor.
Deniliyor ki, “Her geçen gün belediye üzerine baskılar artıyor. AKP’nin baskıcı anlayışına karşı başkanın arkasındayız. Yarın (dün) 09.00’da Büyükşehir Belediye Başkanı’nın duruşması vardır. Devrim Kök.”
CHP İl Başkanı’nın cep telefonlarına gönderdiği bu mesaj bir hatırlatma mı?
Yoksa, “Duyan, duymayana söylesin. Sabah Adliye önünde buluşalım, partilimiz belediye başkanına manevi destek verelim” olayı mı?
Nereye çekersen çek.
Çekmesine çek de, “Hayrola. Böyle bir siyaset anlayışı olabilir mi” diye sorsak, AK Parti’nin sözcülüğünü mü yapmış sayılırız?
Kim ne sayarsa saysın.
Bilmediğin yerde çok iş var.
Bak hacı!.
Antkart’ın 11 aylık cirosu 56 milyon lirayken, Halkkart’ının 13 aylık cirosu sadece 17 milyon lira.
Sence aradaki 40 milyon lira nerede?
40 Milyon TL buhar oldu. Kimin cebi doldu?
Defalarca gazeteci olarak sorduk.
“Bu para nerede” diye.
Büyükşehir Belediyesi yönetimi ve Halkkart’ı işleten A-Kent firması ise sessiz kalmayı yeğledi.
A-Kent firması ihaleyi aldıktan sonra sözleşmeyi imzaladığı 30 Ekim 2009’dan itibaren yapmaya başladığı Halkkart sistemini 16 haftada bitiremedi. Sistemin yapımı için verilen yasal süre Şubat 2010 tarihinde doldu. Üzerinden aylar geçtikten sonra sistem 2010 yılının son aylarında yarım yamalak olarak devreye girebildi. Yapılan işlemlerin çoğunun ihale şartnamesine uymadığı açıkça beliydi ve ortaya onlarca iddia atıldı.
Açılan davalarla mahkeme Halkkart’ı ve ihalesini 2 kez iptal etti. Akaydın ise halka kartı zorla satmak ve sistemi sürdürmek için nakit binişi 2 buçuk lira yaptı. Ardından 20 Ağustos 2011 tarihinde ulaşım devrimi yapıyorum diyerek bu tarihten itibaren nakit binişi yasaklayacağını açıkladı.
Halk ulaşım için önce yürümek sonra 2-3 araç değiştirmek zorunda kaldı. Çünkü hat sayısı azaltıldı ve hat mesafeleri kısaltıldı. Tek biletle önce 45 dakika sonra bir saate çıkarılan yolculuk sistemi denilen aktarmalı ulaşım sistemi ise modernizm diye halka yutturuldu. Oysaki aktarmalı ulaşımın getirilmesinin asıl sebebi, mahkemenin iptal ettiği Halkkart ve A-Kent’i korumak ve şirketin devamlılığını sağlamaktı. Çünkü aktarmalı ulaşım sadece kartlı bir sistemle devreye alınabiliyor.
Akaydın, “Büyükşehir ile Halkkart arasındaki ilişki hukuken sonlandırılmıştır” dedi. Esnaf ile A-Kent sistemi devam ettirmek için anlaşma yaptı. Yeni sistem tamamen Halkkart üzerine kurulmuş durumda. 70 Yaşındaki hacı teyze 20 liralık kart dolumu yaptırdı, sabah baktığında kartında sadece 5 lira kaldığını gördü. Onlarca insan kartlı sistem ile ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulundu. Gazeteler aylarca yazdı. Yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları o kadar ayyuka çıktı ki, polis A-Kent firmasına operasyon yaptı. Savcı iddianameyi hazırladı.
Ve Belediye yönetimi dün hakim karşısına çıktı.
Savcı,Akaydın için ihaleye fesattan 5-12 yıl, irtikaptan 5-10 yıl hapis cezası istedi.
Kısaca özeti bu be hacı bu.
İhaleye fesat karıştıran ile irtikaptan (yağma) yargı karşısına çıkan kişiye bırakın manevi desteği, selamı bile alınmaz.
Tüyü bitmemiş yetim hakkını hiçe sayan gidecek yüce adalette aklanıp ta gelecek.
Bir inat uğruna Antkart’ı kaldırıyorsan, yerine getireceğin firma veya sistem, dünyaya örnek olacak ki, millete zülüm çektirmeyecek, hakkında suçlamalar yapılıp, mahkeme kapılarında sürünmeyeceksin.
Bilmem anlata bildim mi hacım..