Yıllarca hep yanlış belledik veya belletildi.

Her şeyin ‘devlet’ için olması gerektiği bilinçaltımıza nakış gibi işlenmişti.

Devleti kutsal saydık…

Oysa devlet dediğimiz olgu aslında insan için, insanın refahı için var.

Devletin kelime anlamı da zaten, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun veya uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık demek..

Yani kendisini oluşturan toplumun refahı için var olan bir mekanizma.

Devlet, kişi hasta olduğunda, şiddet gördüğünde, kendini güvende hissetmediğinde, hakkına tecavüz edildiğinde vatandaşının yanında olmalı, varlığını hissettirmeli…

Devlet vatandaşının yalnızca iyi halinde değil, her halinde yanında olmayı bilmeli.

Polis de, devlet daireleri de, hastaneler, okullar, belediyeler de toplumun rahatı ve huzuru için görev yapmalı.

Hani siyasiler hep ‘sosyal devlet’ derler ya, işte sosyal devlet budur…

Nitekim son dönemlerde yapılanlar bu gerçeğin artık fark edildiğini gösteriyor. Bugün özellikle yerel yönetimlerde insanı merkez alan hizmetlere ağırlık veriliyor. Antalya’da başta Büyükşehir ve merkezi belediyeler olmak üzere tüm belediyeler gücü ve imkanları nispetinde ‘insan odaklı’ hizmetlere imza atıyor. Asfaltlama, çöp, park-bahçe, altyapı gibi rutin hizmetlerin yanında, hatta onlardan daha fazla ‘sosyal içerikli’ hizmetler dikkat çekiyor. Yaşlılara evlerinde sağlık bakımı yapılıyor mesela. Engellilerin evlerinden çıkmaları, topluma karışmaları sağlanıyor.

Yardıma ihtiyacı olan insanlara uzanan eller var artık…

Belediyeler bu anlamda birbirleriyle kıyasıya yarışıyor…

Antalya’da özellikle Muratpaşa ve Kepez belediyeleri buna canlı birer örnek. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’la belediyelerin bu yeni yüzü hakkında keyifli bir sohbet yaptık. Önümüzdeki günlerde okuyacaksınız. Benzerini Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yle, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’le ve tabi Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’le de yapacağız.

Hizmet anlayışındaki bu köklü değişimi onların ağzından da duyacak/okuyacaksınız.

Artık belediyecilik demek, sadece altyapı, su, çöp hizmetleri, park ve bahçelerin düzenlenmesiyle sınırlı değil. Artık belediyecilik kelimenin tam anlamıyla ‘insana hizmet’ demek. Üstelik siyasi partizanlık filan da sözkonusu değil. Bakmayın bu yönde yapılan yorumlara. Bugün CHP’li, AK partili veya MHP’li hangi belediyeye giderseniz gidin, sorumluluk alanı içerisinde oturuyorsanız her hizmetten yararlanabilirsiniz. Hiçbir belediyede hiç kimseye hizmet sunulurken ‘Sen hangi partiye oy verdin, kimi destekliyorsun’ filan diye sorulmuyor.

 

Ben Antalya’da yaşayan bir fert olarak belediyelerimizin bu ‘insan merkezli’ hizmet rekabetini, yarışını keyifle izliyorum. Öğrendiğim her yeni hizmette ayrı bir heyecan yaşıyorum. 

Ve böyle daha nice hizmetlerin geleceğini de biliyorum. Mevcut belediye başkanlarının yükselttiği bu insan merkezli hizmet çıtasını bundan sonra asla aşağılara düşmeyeceğine de yürekten inanıyorum…

 

İyi haftalar…