Antalya’da bugün şiddetli yağış bekleniyor. Meteoroloji yetkililerinin tahmini böyle. Uyarılar içerisinde fırtına yok.
İyi ki yok.
Zira son fırtınada ekmek teknesi sulara gömülen balıkçı Mesut’lara yenileri eklenmesin.
Balıkçı Mesut dedik de, garibanın ekmek teknesinin başına gelenlerden sonra, balıkçı Mesut kendisi gibi balıkçılıkla geçimini sağlayan arkadaşlarının yardımıyla yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Devlet ise kendisine sadaka yardımında bulunup, Konyaaltı Kaymakamı görevini yapma rahatlıyla (!) gönlünü ferahlatmış.
Her neyse bu konuya hafta içerisinde detaylı şekilde değineceğiz.
Antalya gerçekten güneşli ve nefis bir hafta sonunu geride bıraktı. Cumartesi ve Pazar günleri hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde olması, herkesi dışarıya sevk etti.
Özellikle Çakırlar tarafında resmen araç izdihamı yaşandı.
Belli ki özellikle Geyikbayırı ve Saklıkent taraflarına akın vardı. Duraliler, Bahtılı ve Çakırlar güzergahlarında bulunan, ‘Kendin Pişir kendin ye’ tabiriyle anılan et lokantaları eskiden olduğu gibi dolu değil. İnsanlar ücret politikalarından mıdır nedir, artık söz konusu mekanları tercih etmiyorlar ki, lokanta önlerinde araç kalabalığını görebilmek mümkün olmuyor.
4 kişilik bir ailenin masadan en az 300 TL ödemeden kalkamadığı bir yere ne zamana kadar gidebilecek ki?
300 TL, bir asgari ücretli işçinin 12-13 günlük bedenen çalışma ve elde ettiği kazançla eş değerde olduğu bir ülkede, artık o tür lokantaların sinek avlaması abartılacak bir şey olmadığına göre, bahsetmeye gerek var mı?
Ama cumartesi günü duyduklarımı bırakın bahsetmeyi, dedektif gibi iz sürmenin asli görevimiz olacağı kesin.
Ne mi duyduk?
Cumartesi günü, “Herkes ne yemek, ne içmek istiyorsa getirsin, kalabalık bir aile gibi piknik yapalım” daveti aldık. Sude hanım resim kursundan çıktı, saatler öğleden sonraya sarkmaya başladığı zaman diliminde, kumanyaları da halledip, sürdük arabayı Çakırlar istikametine. Çakırlar’ın sosyete-ki bunu sadece ben demiyorum zira şehir merkezindeki pazarlarda domatesin kilosu 1 TL’yken, Çakırlar halk pazarında hep iki katı oluyor, pazar yerini geçtik, Yalvaç Çandır istikametine doğru yöneldik. Eski Alabalık lokantasının bitişiğinde, dere kenarında mangal yanmış. Hava ılıman ve etraf yemyeşil. Çocuklar cıvıl cıvıl.
Çocuklar dedik de..
Gurubumuzda 2 Bursa Gemlikli aile de var. Ben o günü kadar Ali Şef’i kılıbık sanırdım, meğer ondan da kılıbıkları varmış, buna bizzat şahit oldum..
Yeme-içme ve sohbet faslı derken, yan tarafımızda bizim gibi piknik yapmakta olan bir başka aile daha var. İçlerinden birisi beni arkam dönük olduğu halde sesimden tanımış, yanıma gelip biraz sohbet etmek istedi.
Vatandaşın ismi bende saklı. Saklı da saklı olmasına, adam siyasetin bilgi bankası gibi sıraladıkça sıralıyor.
Dilin kemiği yok ki, “Dur. Yapma, etme” ikazımız bile nafile.
1- Muratpaşa Belediyesi özel kalem bütçesi kapsamında alınan mallara ve karşılığında kesilen faturalara lütfen ince ayar yapılarak bakılsın ne demek istediğim anlaşılacaktır. Azıcık tio mu? Aynı ürüne 2 fatura söz konusu mu değil mi bakılsın ortaya çıkar.
2- Bir yakınına 27 bin TL’ye sıfır araç alımı. 12 bin TL peşinat. Kalan 15 bin TL hangi yöntemle ödenmiştir?
3- Erdem Hafriyat son kestiği 20 bin TL’lik hafriyat faturası karşılığında, Muratpaşa Belediyesi’nin hangi hafriyat işini yapmıştır?
4- Evinizin yatak odasının bir tarafında Şengüller Marka çelik kasa var mı, veya var mıydı?
5- 2000 veya 2001 yılı, kesin tarihi bulmak çok kolay, Titanic Oteli’nin peyzaj içeren bahçesi için Encümen kararının yıkım kararı uygulanmış mıdır yoksa 12 yıldır neden uygulanmamış ve o tarihlerde Titanic Otel’de kim işe girmiştir? Encümen kararı ile SGK’dan işe giriş tarihlerine bakıp anlaşılabilinir.
6- 2008 yılında Manavgat’daki at çiftliği satıldı. Söz konusu at çiftliğinin ahşap işlerini hangi firmaya hangi bedel karşılığında yapmıştır. Bunun Muratpaşa Belediyesi ile ne alakası vardır?
7- Fener Sitesi’ndeki bir evin bedeli kaç TL’dir. Emlak vergisi beyannamesinde ne kadar gösterilerek, emlak vergisi ödenmiştir?
Muhteremin göğsüne elimi dayayıp, yedinci madde sonrası için, “Yemedin, içmedin beni buldun, cumartesimi ne hale getirdin” dedim ve “Git ye iç kardeşim. Tamam bu kadar yeter” deyip, mangalının başına gönderdim.
Dün ne mi yaptık?
Hava harika. Hüsnü Şahin ile oturduk önce tavuk çorbamızı içtik, sonra Antalyaspor’un maçını izledik.
Cumartesimizi Muratpaşa bilgi aktarımları, Pazar günümüzü de Antalyaspor mahvetti.
Ne berbat bir hafta sonuydu!..