Kötü bir çocukluk geçirmişti. Ne genç kızlığını ne kadınlığı tam anlamıyla bilemedi. İkisi için de kafasında belli kıstaslar vardı ve o kıstaslara uyan hayatı yaşamıyordu. Mutsuzdu bu yüzden. Ona kendini iyi hissettirmiyordu eşi. İyi bir eş her şeyden önce partnerini mutlu etmeli ve beğendiğini dile getirmeliydi. Eğlenmeliydi, hediyeler almalıydı, paylaşımları olmalıydı. Ona göre bunların hiç biri yoktu. Üstüne üstlük dert ve sıkıntı peşini bırakmıyordu. O ise çok güzel bir kadındı çok da yetenekli, becerikli. Ancak takdir görmüyordu. Özellikleri diğerlerinden onu ayırt etmiyordu bile. Herhangi bir ayrıcalık sunmuyordu.
İlgisizlik, problemler, mücadele zamanla yormuş ve ihtiyaçlarının değişmesine sebep olmuştu. Ona kendini kadın gibi hissettirecek insanlara kalpten inanmaya başladı. Fakat bu inançları belli bir döneme kadar ona iyi gelmişti. Sonrası yine hüsran.
Zaman herkese olduğu gibi ona da acımasız davranıyor, bir bir o çok sevdiği özelliklerini kaybediyordu . Güzelliğini, pratikliğini, zekasını eskisi gibi bulmuyordu. Dönemsel değişen “güzel kadın” anlayışına o kadar kapılmıştı ki, zayıf olan özgüveni daha da zedeleniyordu. Aynaya bakmak istemiyor, insanlardan uzaklaşıyor, ona iltifat edenlerin kötü niyetli olduğuna inanacak kadar olumsuz düşüncelere giriyordu. Çareler aramaya başladı kendini daha iyi hissetmek için. Eskisi gibi güzel ve genç olmak için bir çözüme ihtiyacı vardı. O da bu çözümü birçok özgüveni olmayan kadın gibi kendinde değişiklik yaparak buldu.
Estetik oldu, kıyafetlerini yeniledi, saçlarını yeniledi. İlk başta iyi gibiydi. Birkaç günlük kendini beğenme ve mutlu olma hali yansıdı enerjisine. Sonra daha iyisi olmak istedi ve tekrar benzer süreçlere girdi. Tekrar ve tekrar. Yetmiyordu. Yapılan ona yetmiyor bir türlü istediği gibi olmuyordu.
Çünkü anlamadığı şey, kendinden o kadar memnun değil ki ne yapsa işe yaramayacak olmasaydı. Konu güzel olması değildi. Konu, onun sevgi anlayışı ile kimsenin onu sevmemiş olmasıydı. Sevildi belki birçok insan tarafından ancak inanmıyordu. Görmüyordu. Onun istediği gibi sevilmediği sürece kendini sevilmeye layık olmayan, beğenilmeyen bir kadın olarak görmeye devam edecekti. Kendini herkesle bir tutuyor, onun verdiği mücadeleyi, çabayı herkesten aynı şekilde bekliyordu. Beklediği şekilde yapılmıyorsa yine mağdurdu.
Konu aslında özünde saklaydı. Ama özünü çoktan yok saymıştı.
- "Benim çocuğumun bir sıkıntısı yok" 06.08.2020
- Açıktan Psikolog 21.07.2020
- "Tamam" deyip geçme 07.07.2020
- Asıl sınav şimdi başlıyor 30.06.2020
- Soruların cevaplarını biliyorsun 09.06.2020
- Çocukla çocuk olmak değil, çocukla empati yapmak 04.06.2020
- İnancını kaybetmek gibi 28.05.2020
- Taktiksel mevzular 19.05.2020
- Adını koyamadıklarımız 28.04.2020
- Ayıbın yolu kayıp 23.04.2020
Yorumlar