Adrasan’da orman yanarken, içimiz acıdı..
Ama..
Yangın sonrası yapılan açıklamalar, benim canımı daha çok yakıyor..
Yangından sonra yetkililer, “yanan yerler yeniden ağaçlandırılacak ve asla yapılaşmaya izin verilmeyecek” demişti..
Dün de gazetelerde Antalya Kent Konseyi Turizm Kolu Başkanı Recep Yavuz’dan bir açıklama geldi..
“İnşaat ve yapılaşma Adrasan’ın sonu olur..”
…
Ben insanların sadece “mevcudu koruma” düşüncelerini, “statükocu-bağnaz-şoven-istemezük” tavırlarını kabullenemiyorum..
Özellikle orman yangınlarını önleme konusunda “mevcudu koruma” adına onlarca yıldır yasalar çıkarılır, cezalar ağırlaştırılır..
Ama..
Görüldüğü gibi, yangınlar “mevcut düzenlemelerle” maalesef önlenemiyor..
Ve her yangından sonra “ciğerimiz yanıyor-yanan yerler yeşillendirilecek” şeklinde ifadeler duymaktan gına geldi..
Bu “mevcudu koruma” düşüncesinden artık kurtulmak gerekiyor..
Mevcut yasalar değiştirilip, bir “zihniyet farkı” ortaya konmadıkça, ormanlarımızı asla koruyamayacağız, bunu bilesiniz..
…
Peki , “ormanlarımızı korumak” için ne yapmalıyız?
Gayet basit; “insanların kullanımına açmalıyız”..
Durun ey bağnazlar, statükocular ve de çevreciler, hemen celallenmeyin..
Bunun “mantıklı” bir açıklaması var..
…
Biliyorsunuz; orman yangınlarının yüzde 94’ü “İNSAN” kaynaklı..
“Dikkatsizlik, kasıt ve ihmal..”
Bu üçünü de “mevcut yasalarla önlemek” neredeyse imkansız..
Bu nedenle..
Ormanlar parsellere bölünse..
Ve, “ağaçları koruma-kollama-bakımını yapma” şartı ile her parsel (içine ev yapma imkanı da sağlanarak) burada yaşamak isteyenlere verilse..
Her parsel için yangına derhal müdahale edilebilecek sistemin kurulması sağlansa..
Aynı şekilde..
Alternatif turizm yapmak isteyen yatırımcılara da daha büyük bir alan tahsis edilip, “ağaçları koruma-kollama-bakımını yapma” şartı ile tesis kurma izni verilse..
İnsanlara açılamayacak yerlerdeki ormanlar için geniş koridorlar oluşturulsa..
Bu kadar çok orman kaybı yaşar mıyız dersiniz?
…
Yangınlar yasaklamalarla-cezalarla önlenemiyorsa..
(Ki önlenemiyor..)
“İnsanlara sorumluluk verilerek” dikkatsizlik-kasıt ve ihmal sonucu çıkan yangınlar, yüzde 94’ten belki de yüzde 9.4’e düşer..
Az şey midir bu?
…
Bir yeri korumak istiyorsanız, yasaklar getirmek yerine, belirli bir düzenleme ile insanlara açacaksınız..
Geçmişte Lara Kent Parkı ile Dokuma alanı gibi yerler için büyük savaşlar yaşandı..
Birileri bir düzenleme yapmak, buraları insanların kullanımına açmak istedi..
Birileri de “istemezük” diye feryat etti, olaylar çıkardı, davalar açtı..
Şimdi o yerler “sahipsiz” kaderine terk edilmiş durumda..
Fuhuş yuvası, uyuşturucu mekanı oldu gitti..
Her an buralarda da yangın çıkabilir ve söndürülünceye kadar kül olur gider..
Oysa..
Bu yerler düzenlense, insanların kullanımına açılsa daha iyi olmaz mıydı?
…
Herhangi bir yeri..
Ayağımı basmazsam göremem..
Görmezsem tanıyamam..
Tanıyamazsam benimseyemem..
Benimseyemezsem koruyamam..
Dünya değişiyor, hatta yeniden yapılanıyor..
Aynı zamanda her konuya bakış açısı da getirilen yorumlar da değişiyor..
Böylesine yaşanan bir değişim varken, ormanları korumaktan aciz “yasaklarla” devam edemeyiz..
Ormanları, yepyeni bir bakış açısı ile insanların kullanımına açarak koruyabiliriz ancak..
Bunu herkes biraz düşünsün bence..
…
İnsanoğlu’nun “açgözlülüğü” doğal kaynakları bir bir tüketiyor..
“Paranın yenmeyeceğini” anladığı gün bundan vazgeçecek eminim..
Ama..
Biz “o günü” beklemeyelim..
Biz ‘o günü’ beklemeyelim..
Ali Tongülüs
Yorumlar
Trend Haberler

Okulu, Kunduz’da rövanşı kaybetti

Ali Yılmaz gözaltında

Antalyaspor, eski oyuncusu Dario Saric’i yeniden kadrosuna kattı

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!

Antalya’da belediyeye yönelik 4'üncü dalga 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı

Manavgat’ta büyük gurur