Ülkenin birinde bir belediye başkanı vardı..
Kendinden söz edilmesine bayılıyordu..
Hemen her gün..
“Ne yapsam da bugün kendimden bahsettirecek bir şey bulsam” diye kafa patlatıyordu..
Ama hakkını verelim..
Bu konuda son derece şanslıydı..
İşi gereği, o gün ne konuşulsa, -çaresiz- onun adı da geçmek zorundaydı..
…
Yine hakkını yemeyelim..
Çok “hin”di..
Kafası “iyi” çalışıyordu..
Ama..
“Yapacağı iş”lere değil, “polemik” ve “spekülasyon”lara daha çok çalışıyordu..
En büyük özelliklerinden biri “pişkin”liğiydi..
Yapmadığı işleri “kendisi yapmış gibi göstermek”te üstüne yoktu..
Çok “mızmız” biriydi..
Neyi beceremese, hemen suçu başkalarının üzerine atıyordu..
“İnkarcı”ydı..
Söz verir, ama tutmazdı..
Karşısındakilerin gözlerinin içine baka baka “ben öyle bir şey söylemedim” demekten gocunmazdı..
…
Bu Başkan’ın çok övündüğü bazı “sosyal” işler vardı..
Örneğin “her gün 15 bin kişiye süt dağıtıyorum” diyordu..
Ama..
O ülkenin Reis’i bunun ancak 10’da biri kadar bir süt dağıtıldığını, Başkan’ın yalan söylediğini açıkladı..
“Süt dağıtıyorum” dediği okulların sorumlusu Müdür ile çoğu öğrenci ve veli de Reis’i doğruladı..
Bir de “seçim vaadleri”nde 100 bin kişiye iş bulacağını söylemişti..
Bunu inkar etti..
“Ben 10 bin demiştim, bir sıfır fazla yazılmış” gibi garip sözler söyledi..
Sonra bunu da inkar etti..
“10 bin de nereden çıktı, ben 5 bin demiştim” dedi..
Zaman zaman “dostlar alışverişte görsün” misali çıktığı mahalle gezilerinde, “2.5 yılda 5.500 kişiyi işe yerleştirdiğini” ballandıra ballandıra anlattı..
Ama, o da ne?
Başkanı olduğu Büyükşehir Belediyesi’nin İş-Kur’a verdiği bilgi, bu rakamları yalanlıyordu..
Bu verilere göre..
Büyükşehir’in İstihdam Ofisi 2009’da 219, 2010’da 1.818, 2011 20 Temmuz’a kadar ise 532, yani toplam 2.569 kişiyi işe yerleştirmişti..
Yani..
Vaat ettiğinin yüzde 2.5’i kadar..
İnkar edip düzelttiğinin onda 2.5’i kadar..
Bunu da inkar edip verdiği rakamın “yarısı” kadar..
İşe yerleştirdiklerinin yüzde 90’ı da, mensubu olduğu partinin adamlarıydı..
Bir sürü kişiyi işinden edip, onları işe yerleştirdi..
İşsiz bıraktıklarının sayısını ise hiç söylemiyor..
Bu Başkan, “böyle bir Başkan” işte..
…
Öte yandan..
Kaba inşaatı bitmiş bir belediye binası inşaatı var..
“Yapmayacağım, satacağım” diye tutturdu..
Önceki Başkan’ın “izlerini kentten kazımak” niyetindeydi..
Çok uğraştı, didindi, ama satamadı..
Çünkü..
Yargı “orayı ticari alan yapamazsın” dedi..
Dedi, ama Başkan bu kararı kamuoyundan sakladı..
Çok önemli bir karar vermiş, büyük bir iş yapıyormuş edasıyla çıktı, “bu binayı yapıp bitireceğim, ihaleye çıkıyorum” diye açıklama yaptı..
Oysa..
Yapmaya mecburdu..
İşte bunu söyleyemedi..
Bu Başkan, “böyle bir Başkan”dı işte..
…
Yapacağı işlere gelince..
O’nun “iş”lerle hiçbir ilgisi yoktu, olamazdı da..
Eğlensin, içkisini içsin, popülaritesini arttırsın yetiyordu O’na..
Sorumlu olduğu kentteki insanlar sıkıntıdaymış, ne gam..
O mutlu mutlu yaşıyordu..
…
Yatın kalkın dua edin..
İyi ki, bizim böyle bir “Başkan”ımız yok!