CHP eski İl Başkanı Özer Ülken, gazeteci Fikret Gülcü’yü sigortasız çalıştırdığında kızılca kıyamet kopmuştu. Olay günlerce basında yer aldı. Emek ve emekçiden yana olan bir partinin emekçiyi ezdiği yazılıp çizildi. Ben de Ülken’e tepki gösteren tarafta yer aldım. Bugün olsa aynısını yapmaktan çekinmeyeceğimi belirtmek istiyorum.
Gelelim yeni il başkanı Devrim Kök’e.
Kök, göreve gelir gelmez basın bürosunda çalışan Nizamettin Özmen’in işine son verdi. Bunu da Özmen’e kendisi değil bir yöneticiye söyletti. Üstelik kendisine hiç süre verilmeden. Daha da vahim olanı ise bir aylık alacağı ödenmeden kapı gösterildi.
İl Kongresi’nde mikrofonu eline alan ve yaptığı etkili konuşmayla dikkatleri üzerine çeken Gül Ustaer, “Ben Özer Ülken’in ilk icraat olarak işten çıkarttığı çaycı Metin’in kızıyım” diye tanıtmıştı. Bu konuşma uzun uzun alkış almıştı. Konuşmasının satır aralarında ise Devrim Kök’e oy verilmesini istiyordu. Delegeler de “Devrim Kök” dedi ve CHP’de İl Başkanı değişti.
Göreve gelen Devrim Kök ise maalesef Ülken’den farklı bir yol izlemedi. İlk icraat olarak işçi çıkarma yolunu seçti.
Devrim Kök, kongrede yanlış hatırlamıyorsam “Basın emekçisinin işine son veren il başkanı olmak istemiyorum” demişti. Ama söylediğinin arkasında durmadı. Demek ki her şey köprüyü geçinceye kadardı.
Olaya Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin el koyması gerektiğini düşünüyorum. İşine son verilen kişi AGC üyesi. Neredeyse her yıl ödül alan bir gazeteci. İşine neden son verildi. Nedenleri araştırılmalı. Eğer yüz kızartıcı bir suç işlediyse bunu cemiyet bilmeli. Ona göre de hareket etmeli. Yok, sadece keyfi olarak işine son verildiyse bunun da hesabı sorulmalı. Ödenmeyen maaş ve tazminatının ödenmesi için girişimde bulunmalı.
Emek, demokrasi, insan haklarını savunan bir partide yaşanan bu tablo gerçekten utanç vericidir. Basın emekçilerine reva görülen küçük düşürücü davranış unutulmayacaktır. Kendi adıma böyle bir olayı her fırsatta gündeme getirmekten çekinmeyeceğim.
Kesinlikle hissi davranarak böyle bir yazı kaleme almadım. Bir emekçiye, ekmeğini alın teriyle kazanan birinin hiçbir neden gösterilmeden kapı dışı edilmesini hazmedemiyorum. Bu kişi Nizamettin değil de Ahmet, Mehmet de olabilirdi. Zira dün Fikret Gülcü için verdiğim tepkiyi bugün Nizamettin Özmen için veriyorum. Umarım bir başkası için ihtiyaç duymam.