CUMHURİYET ÖZGÜRLÜKTÜR
Özge Gürün
Küçük yaşlardan bu yana, Cumhuriyet’i, ‘Halkın kendi kendisini yönetmesidir’ şeklinde öğrendik.
Ailede başlayan, eğitim ve öğrenim yıllarımız boyunca hafızalarımıza kazınan bu güzel kelime anlamı bakımından her geçen gün daha çok irdelenmesi ve önemsenmesi gereken bir olgu halini alıyor. Bu bağlamda üzerimize düşen görevin sadece sandığa gidip oy kullanmak olmadığı gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor.
Peki, Cumhuriyet gerçekten ne demek?
Halkın egemenliğine dayanan bir yönetim şeklinde, hukukun üstünlüğüne dayanan, halka seçme ve seçilme hakkı veren, demokrasinin gerçek anlamıyla geçerli kılındığı, çoğunlukçu sistemler ile uyumlu en iyi yönetim şekli. Meclis ve hükümet kurma yetkisi halktadır. Bu nedenle demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıkî uygulamasını sağlayan hükümet şekli, Cumhuriyet'tir.
Türk tarihinde milletin kurtuluşu adına vatanı istiladan kurtarıp, bir Cumhuriyet dönemini açan, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’i milletiyle beraber ilan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet tanımında bakın neler söylüyor;
“Cumhuriyet, imkân demektir. Cumhuriyet, yalnızca adıyla bile birey özgürlüğünü aşılayan sihirli bir aşıdır. Görülecektir ki, Cumhuriyet imkânları olan her memleket, özgürlük davasında er geç başarılı olacaktır. Çünkü Cumhuriyet, kendisine bağlı olanları en ileri aşamalara götüren imkânları verir. Bağımsızlık ve özgürlüğüne sahip olan milletler, ilerleme yolunda da imkânlara sahip demektirler. O halde Cumhuriyet, her alanda ilerlemenin de en belirgin teminatıdır. Cumhuriyet’i bu anlamıyla ve bu kapsamıyla anlamak gerekir. (Atatürk’ten BM, s. 45)
Yine bu güzel günde, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilâm ve Atamızın Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine Meclis’te yaptığı konuşmaya bakacak olursak:
“Son yıllarda milletimizin fiilen gösterdiği yetenek ve kavrayış, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar dalgın ve ne kadar incelemeden uzak, görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel kanıtladı. Milletimiz, sahip olduğu özelliklerini ve değerini, hükümetinin yeni ismiyle, uygarlık dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeyi başaracaktır. Türkiye Cumhuriyet’i, dünyada işgal ettiği yere lâyık olduğunu eserleriyle kanıtlayacaktır. Daima saygıdeğer arkadaşlarımın ellerine çok samimî ve sıkı bir şekilde yapışarak, onların kişiliklerinden kendimi bir an bile ayrı görmeyerek çalışacağım. Milletin sevgisini daima dayanak noktası sayarak hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”
29 Ekim 1923 (Nutuk 11, s. 814-815)
Görüyoruz ki, bize armağan bırakılan bu özgürlükten, Atamızın ve milletimizin beklentileri ne kadar da yüksek. İşte bu yüzden bağımsızlık ve özgürlüğümüzün kanıtı olan, kurtuluşumuzun bayramı Cumhuriyet’imizin kuruluş gününde bir kez daha hatırlanmalıdır ki; Çağdaş, akılcı, düşüncelerinde hür, tek bayrak altında özgür ve demokratik bir ülke olmayı hedef gösteren büyük Türk Atatürk'ün izinde bu vatanı, en güçlü silah olan sağlam irade ve düşünce ile daima yaşatmaya mecburuz. Bu fikir ve algıda ilerlememiz sayesinde gerçek özgürlüğü ruhumuzda, kanımızda, vatan bölünmezliğinde yaşatacak ve dünya siyasetine iştirak edeceğiz.
Vatanımız özgür, Cumhuriyet’imiz sonsuz, 97.yılımızda bayramımız kutlu olsun.
Yorumlar