CHP’de büyük gün yarın.
600 delege yeni il başkanını seçmek için sandık başına gidiyor.
Mevcut başkan Özer Ülken’in yanı sıra Menderes Dal, Devrim Kök ve Mustafa Erdem il başkanlığı için yarışacak.
Çok zorlu bir seçim olacağını rahatlıkla söyleyebilirim.
Hatta sert tartışmaların yaşanacağını da düşünüyorum.
Son iki yazımda adaylar üzerinde bir analiz yapmıştım.
Bugünkü fotoğraf bize Özer Ülken’in seçimi kazanacağını gösteriyor demiştim. Bu iddiamı bazı CHP’li ve CHP’yi bilen dostlara da dayandırmıştım.
Seçime saatler kala halen aynı görüşteyim. Deniz Baykal destekli Özer Ülken, rakiplerine göre önde. Olağanüstü bir durum yaşanmaması halinde ipi önde göğüsleyeceğini düşünüyorum. Bizzat sahaya inen ve neredeyse delegelerle bire bir görüşen Baykal’ın seçimlerde ağırlığı hissedilecek. Daha önce Antalya’ya uğramayan, şu sıralar ise Antalya’dan ayrılmayan Baykal’ın görüştüğü birçok kişinin Özer Ülken’e destek vereceğini düşünüyorum. Zira kim ne derse desin, Baykal’ın dün olduğu gibi, bugün de Antalya’da bir ağırlığı var. Belki eskisi kadar göçlü değil, ancak halen gücü var. İşte bu güç yarın yapılacak seçimlerde kendini gösterecek diye düşünüyorum.
Menderes Dal da belirli bir güce sahip. Parti içinde sevilen ve sayılan bir isim. Arkasında Genel Merkez var. Atila Emek O’nun için sahaya indi. İlçe başkanlarını arayıp destek istedi. Bu da Dal için artı puan sayılır.
İki adayın destekli olması dün de belirttiğim gibi demokratik bir tutum değil. Delegeler aranarak adres gösterilmesinin anlamı baskı kurmaktır. Ben bunu böyle okuyorum. Eminim birçok delege de bunu böyle okuyor. O halde yapılacak seçim de demokratik değildir.
Devrim Kök ve Mustafa Erdem’e gelince. İki adayın da kendine göre artıları var. Devrim Kök’ün genç olması en büyük artısı. Arkasında küçümsenmeyecek bir güç var. Seçimi kazanmasa da damgasını vuracak gibi.
Mustafa Erdem’e de ılımlı bakan partililerin olduğunu biliyorum. Kişiliğini kimse tartışmıyor. Dürüst ve iyi bir partili olduğu söyleniyor. CHP’nin geleceğini düşünenlerin birçoğu Erdem’den yana tavır koyacağı ifade ediliyor.
Özetle, delegeler özgür değil. Baykal ve Genel Merkez baskısı altındalar. Bu nedenle sandıktan ne çıkarsa çıksın birlik beraberlik çıkmayacaktır.