Doğada kullanabildiği her etkeni elektrik ihtiyacı için kullanan insan, yeni maceralar peşinde koşuyor. Yenilenebilir enerji kaynakları rüzgar, güneş, hidrojen, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklarla yetinmeyen insanoğlunun enerji iştahına yeni çözümler aranıyor.
Elektrik üretiminde kullanılan kaynaklar: *Hidrolik kaynaklar *Termik kaynaklar *Nükleer kaynaklar *Rüzgar enerjisi *Güneş enerjisi *Jeotermal enerji *Gelgit enerji
Hidrolik kaynaklar: Su ile üretilen elektrik.
Termik kaynaklar: Doğalgaz, Kömür, Petrol ve ürünleri gibi fosillerin yakılmasıyla meydana gelen ısıdan elde edilir.
Nükleer kaynaklar: Atom çekirdeğinin parçalanmasıyla elde edilir.
Rüzgar enerjisi: Rüzgardan elde edilir
Güneş enerjisi: Güneşten elde edilir.
Jeotermal enerji: Yer kabuğunun birkaç kilometre altına inilip mağmanın gaz ve buharıyla elde edilir.
Gelgit enerji: Dünya üzerindeki suların alçalıp yükselmesiyle elde edilir.
Bunlar bilinen ve kullanılan yöntemler İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise Deprem enerjisini elektrik enerjisine çevirmenin yolunu bulduğunu ilan etti.
Depremin sarsıntı, ışık ve sıcaklık olarak 3 şekilde etkisinin görüldüğünü söyleyen Ahmet Ercan, Burada sözünü ettiğimiz enerji kaynağı doğrudan doğruya depremin kendisidir. Depremdeki enerjinin 3 türlü boşalımı vardır. Hep korktuğumuz sarsıntı bileşeni, ışık bileşeni ve sıcaklık bileşenidir. Bizim projemiz sıcaklık enerjisinden elektrik enerjisi üretimine dayanıyor. Doğrudan buhar kazanlı ve yanmalı sistemlerde elektrik üretimi olduğu gibi. Bir depremle yaklaşık olarak Zonguldak ilinin elektrik enerjisi gereksinimini elde etmiş oluyorsun. Örneğin bir Van depremi. 80 adet atom bombasına eşit bir enerji orada birikmiştir. Gölcük depremi ise 132 atom bombası gücünde bir enerjiye denktir. Türkiye’de her 3 yılda bir orta büyüklükte her 5 yılda bir de büyük bir deprem oluyor. Dünyada 15 milyon yıldır bu enerji kaynağı var. Ama bugüne kadar biz bunun sadece sarsıntı boyutu ile ilgilendik, enerji kaynağı olarak düşünmedik. Geçmiş olan depremlerin odak konumlarını ve alacak depremlerin odak konumlarını jeofizik ve jeoloji mühendisleri tarafından belirlenen noktalara kurulacak bir deprem santrali ile hemen enerjiye çevirebiliriz. Hiçbir yabancı teknolojiye gerek yok. Jeotermal enerji üretilen benzer santraller gibi, biz deprem enerjisini ulusal enerji sistemine bağlayarak halkı kullanımına sunabiliriz. Bunu yüzde yüz Türk teknolojisi ile yapabiliriz” şeklinde konuştu.
Beni heyecanlandıran bu açıklamaları sizlerle paylaşmak istedim. İnsanoğlunun vazgeçilmez açlığı elektrik çözüme kavuşur mu? Bilinmez ama büyük bir adım atılacağı aşikar. Günün birinde Yıldırımdan elektrik enerjisi üretilebildiğinde ise, biz İnsanoğlunun elektrik sorunu tamamen çözülmüş olacaktır.