Bugün bir okuyucumun ve iki CHP’linin görüşlerini sizlere aktarmak istiyorum..
Yorum yapmayacağım..
Okuyun, görün, anlayın yeter..
…
EKMELEDDİN VE CHP
Recep Tayyip’e karşı olan herkes, “Ekmeleddin” dedi..
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu birçok muhafazakar-milliyetçi-mütedeyyin insan, “CHP’nin tövbesi” gibi görebilir..
Ama, esas yanılgı burada başlar..
Cemal (yüz-sima) olarak İhsanoğlu sert mizaçlı-civan bir duruştur..
Oysa, sayın Ekmeleddin İhsanoğlu “Batı’ya karşı çok yumuşak ve de pek mütevazi”dir..
Bunu, Filistin meselesiyle ilgili İsrail’e karşı sükutunda gördük..
Afganistan mevzuunda ABD’ye karşı suskunluğunda, yine Myanmar’la ilgili sessiz duruşunda, Mısır’daki Müslüman katliamında Suudi Arabistan’la birlikte Sisi’ye karşı vermiş olduğu destekte gördük..
Güney ve Doğu Anadolu’da PKK terörünün yapmış olduğu katliamlara hiçbir zaman “akan kardeş kanıdır, asker sizin, bayrak sizin, vatan sizin” diyemeyişinde gördük..
Devletin yanlış uygulamalarına, “durun bu ülke Müslüman kanıyla kazanılmıştır, Müslümanlara zulmetmeyin, başörtüsüne engel koymak bu ülkeye ihanettir” diyemeyişinde gördük..
İslam Birliği Topluluğu Konfederasyonu Sekreteri iken, varlığından-yokluğundan haberdar olamayışımızda gördük..
Sayın Kemal Kılıçtaroğlu “Cumhurbaşkanı adayı” olarak tanıttı, ama o İhsanoğlu’nu birilerinin tanıtmasıyla tanır, ben çok daha iyi tanırım..
Biz ki; ümmetin sözcüsünü tanıma sorumluluğu bilincinde, “in midir-cin midir” hesabıyla tanımamız gerektiği için tanırız..
Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ABD Irak’a saldırırken neredeydi?
Libya bölünürken neredeydi?
Madem bu kadar bilge ve de aktif ise, ümmetin birliği için hangi büyük toplantıyı ümmetin lehine toplamış ve hayrına sonlandırmıştır?
Eğer bugün İslam toplumlarında kan ve gözyaşı varsa, bölünme kol geziyorsa, bu hüzün veren durumumuzda İhsanoğlu ile sekreterliği döneminde birlikte olduğu mesai arkadaşlarının büyük katkıları ve de ümmetten aldıkları büyük veballeri vardır..
Tüh, yazık oldu yine CHP’ye..
Yukarıda “CHP’nin tövbesidir” demiştim..
Vardığım netice, yine Ekmeleddin’i baş tacı eden CHP’nin tövbe falan etmediğidir..
HAKKI SEL
…………………………
CHP’DEN ATILANLAR
CHP Antalya İl Yönetimi tarafından disiplin kuruluna gönderilerek dün ihraç kararı alınan Burhan Demiröz, Gülsüm Günay, Deniz Demiröz, Adil Ilgın ve Seriye Ilgın’dan Deniz Demiröz facebook’ta bir yazı paylaşmış..
Siyasi anlamda “hüzün verici” bu yazıyı köşeme aldım..
CHP’nin bir başka yönünü daha anlamakta fayda var..
…
CHP Elmalı Gençlik Kolları’nda başlayan siyasi hayatımda Merkez ilçe Gençlik Kolları yöneticisi iken görevden alındım..
Hiç durmadan çalışarak partimin bayrağını hep bir yukarı çıkarmak için mücadele ettim..
Ailemden, maddiyatımdan ödünler verdim..
Ardından yıllarca Antalya İl Gençlik Kolları yönetimlerinde yer aldım..
Süreç gelişti, “hakkım” dedim, kutsal ve onurlu görev olan İl Gençlik Kolları başkan adayı oldum..
Ama Önder Kurnaz la yarışamadım, onlarca ekip, belediye başkanları, milletvekili, il başkanı ve şakşakçılarına karşı durdum..
Sonuçta kardeşim gibi sevdiğim yüreği güzel bir insan bu yarışı kazandı..
Yine durmadım..
“Bu bir ülke mücadelesi” diyerek, “siyasette gençler olmalı” düşüncesiyle Kepez Belediye Meclis üyesi aday adayı oldum..
İthal aday getirdiler, tepki koydum..
“Kazanamayız” dedik, onlar bize “sen çok eleştirdin, eylem yaptın, seni yazmıcaz” dedi, yine darılmadım..
9 Şubat günü belediye başkanlıkları ve meclis üyeleri listesini açık arttırmaya çıkaranlara karşı duruş sergiledim..
Seçim bitti, ekmeğimden oldum..
O da yetmedi, şimdi de piyangodan “ihraç” çıktı..
Neye göre, hangi gerekçeyle verildi bu ihraç, anlamak mümkün değil..
Disiplin kuruluna sevk edilenlerin şu an hangi partide siyaset yaptığını ve verilen cezanın yanlışlığını ya da doğruluğunu vicdanlara bırakıyorum..
DENİZ DEMİRÖZ
…
Ve Demiröz’e verilen bir yanıt:
Gençlik kollarında beraber yürüdüğüm Adil İlgin arkadaşım ve siyasete ilk girdiğimde tanıştığım Deniz Demiröz arkadaşım, siz bu partinin bel kemiğisiniz.. Sizi ihraç edenler emin olun ki sizin kadar partili olamazlar.. Ben bu kararı tanımıyorum..
HASAN ÇİVİ
…
Ben de bu yazılanları okuyucularımın vicdanlarına bırakıyorum..