Her türlü özgürlüğün, özellikle de “basın özgürlüğü”nün en büyük savunucusu olan CHP’nin Genel Sekreteri, “görevini yapmaya çalışan” bir gazeteciye, “ne var, neyi çekiyorsun, b.k mu var” diye çıkışıyor..
Halkın, emekçinin, en çok da “haksızlığa uğrayanların” koruyucusu rolünü üstlenen CHP’nin Genel Sekreteri, haksızlığa uğramış partilisi bir vatandaşın derdini dinleyip çözüm bulmak yerine azarlıyor, “kabalaşıyor”..
Kendilerini “en demokrat parti” olarak niteleyen CHP’nin Genel Sekreteri, seçim öncesinden bu yana İl başkanı Devrim Kök’ün “siyasi ve ekonomik” tutum ve davranışlarının partiye yakışmadığını, bu nedenle görevden alınması gerektiğini dile getiren parti tabanını oluşturan kişileri, “birileri” olarak küçümsüyor, görüşlerine değer bile vermiyor..
İşte Gürsel Tekin’in Antalya gezisinin özeti bu..
…
ANSİAD’ın davetlisi olarak Antalya’ya gelen Gürsel Tekin, CHP’ye “Genel Sekreter” yapıldığında, “yanlışlarından dönüyorlar galiba” diye umutlanmıştım..
Konuştuğum birçok CHP’li esnaf ve meclis üyesi de aynı kanaatte idi..
Ama..
Yaptığı konuşmalarla gösterdiği tutum ve davranışlar gösterdi ki; “yanılmışız”..
CHP bu yöneticilerle “bir arpa boyu yol alamaz”..
…
Son 3-4 yıl içinde bir genel bir de yerel seçim geçirdik..
Ak Parti Antalya’da her ikisinde de CHP’yi solladı geçti..
Bunun, “yanlış aday seçimi, bir çıkar grubuyla işbirliği, aday belirleme yöntemleri, Hoca’nın başarısızlığı” gibi, dünya kadar nedeni olabilir..
Ama..
En belirgin neden, “tabana kulak vermemek”ti..
Buna il-ilçe yöneticilerinin söylediği yalanları, sözlerini tutmamalarını da ekleyebilirsiniz..
Antalya’da olan-biten ne varsa Genel Merkez biliyordu..
Devrim Kök ve Ercan Erkan ile Mustafa Akaydın’a “taban tepkisi” çok fazlaydı..
Bunu, Gürsel Tekin dahil hiçbir CHP’li yönetici görmek istemedi..
Sadece Antalya’da değil, Türkiye’nin hemen her yerinde olan-biteni görmek-duymak istemedi..
Sonuç?
Gezi olayları, 17Aralık operasyonları, TÜSİAD’ın kalemşörleri ile Ak Parti’ye yapılan bütün saldırılara rağmen CHP oylarını geriletti..
Ama..
Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, mevcut CHP’li yöneticiler bunun sorumluluğunu 5 kişilik “aday belirleme komisyonu” üyesine kesti..
Oysa olması gereken, Kılıçdaroğlu ile yardımcıları ve bütün PM, MYK üyeleri toptan istifa etmeli, CHP yeniden yapılanmalıydı..
“İstanbul Büyükşehir adayı” yapılmayan Gürsel Tekin, Genel Sekreter yapılarak, güya gönlü alındı..
Ve “seçim başarısızlığı”nın üstü böylece kapatılmaya çalışıldı..
…
Ancak..
O soğukkanlı, CHP’nin sakin adamını çok değişmiş gördüm..
Sertleşmiş, hatta “terbiyesiz”leşmiş..
Başbakan’ı “vandal” olmakla suçlayan Tekin’’in, “görevini yapmaya çalışan” bir kameramana yaptığı “vandallık” affedilecek bir şey değil..
Öte yandan..
Antalya’da belediye başkanı ve meclis üyesi adaylarının ön seçimle belirleneceğini, ön seçim yapılmazsa istifa edeceklerini söyleyen ve bunlar olmadığı halde hala istifa etmeyen, bu nedenle de “taban”dan çok büyük tepkiler almaya devam eden Devrim Kök ve Ercan Erkan’ı korumaya çalışmasını bir yerde anlarım..
Ama..
“Birilerinin sözüne bakarak onları görevden almayız” derken “tabana kulak tıkaması” ve partilileri “birileri” diye hiçe sayması tek kelime ile “aymazlık”tır..
…
CHP’nin “mevcut yöneticileri” ile İKTİDAR ALTERNATİFİ olması, bana göre mümkün değil..
Ders almıyorlar..
Düzelmiyorlar..
Yanlış üzerine yanlış yapıyorlar..
İnandırıcı olamıyorlar..
Sıkışınca çirkefleşiyorlar..
Özetle..
Bu ülke halkına umut veremiyorlar..
…
Türkiye’de demokrasinin sağlıklı işlemesi için, “iktidar alternatifi olabilecek, iktidarı denetleyebilecek, nefesini iktidarın ensesinde hissettirebilecek” güçlü bir muhalefet partisi şart..
Bunu CHP yapar diye “boşuna” bekliyoruz..
Mal ortada..