Biz gazeteciler için CHP maden gibidir.
Kendi içindeki kavga, tartışma, çekememezlik bizlere her gün malzeme oluyor.
Bazı meslektaşlarım sadece CHP’den besleniyor, neredeyse bütün yazılarında bu konuyu işliyor.
Farkındaysanız bir süredir CHP ile ilgili yazı yazmıyordum.
Daha doğrusu yazmak istemiyordum.
Zira okuyucuyu çok sıktığımızı düşünüyordum.
Ancak son gelişmeler yeniden bir CHP yazısı yazmama neden oldu.
Hatta yazmam konusunda bazı okurlarımızdan baskı bile gördüm diyebilirim.
Bugün İl Başkanı Devrim Kök’ün vurdumduymaz, umursamaz, dikkate almaz tutumuyla ilgili yazmak istiyorum.
Malumunuz İl Başkanı Kök, Salı günü 19 ilçe başkanını da yanına alarak Ankara’ya gidip Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Basına poz verildi. Katılımcılar toplantının yararlı geçtiği vurguladı. Hatta cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar görevde olacaklarına dair açıklamalar yaptılar. Yani genel merkezin ‘görevinize devam edin’ tarzında açıklamalar yaptığını ima eder cümleler kurdular.
Peki, gerçek öyle mi?
Aldığım duyumlar Kök ve ilçe başkanlarının hiç de hoş karşılanmadığı yönünde. Hatta ‘hangi yüzle geldiniz’ diyenlerin bile olduğunu duydum. İlçe başkanlarının ise zorla götürüldüğü iddia ediliyor.
Seçimden önce “Büyükşehir ile birlikte 19 ilçeyi de alacağız. Tarihi fark atacağız” diyen Başkan Kök’ün Büyükşehir ile birlikte mevcut 4 ilçeyi de kaybetmesinin ardından hangi yüzle Ankara’ya gittiğini inanın ben de merak ediyorum. Partiyi bölen, güvenirliğini ciddi anlamda tartışma konusu yapan, büyük bir yenilgi alan Kök’ün yapması gereken en doğru hareket bana göre istifa etmesidir. Zira istifa için yukarıda belirttiğim nedenler bile başlı başına yeterlidir.
Bir şirket bile zarar etmeye başladığında iflasını verir. Kök’ün neden bu erdemliği gösteremediğini gerçekten merak ediyorum. O, koltukta durdukça kendiyle birlikte partisine de zarar veriyor. İşin ilginç yanı tüm bu olumsuzluklara rağmen Ankara’nın “Artık çekil” dememesine şaşıyorum. Eğer Kök ile cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilecekse CHP için ikinci hezimet de kaçınılmaz olacaktır. Bana inanmayanlar bu yazıyı lütfen saklasın. Bu iddialı açıklamayı seçim öncesi de yapmış ve haklı çıktığımı hatırlatmak isterim.