Sayın Başkan…
Başında bulunduğunuz Antalyaspor…
Ligin ilk yarısını iyi bir yerde tamamlamadı.
Sezona Ferdinand, Vederson, Insa, Milan Baroş, Onur Tuncer, Ömer Arslan, Fornezzi ve Serkan Balcı gibi transferlerle başladınız.
Daha devre bitmeden bu oyunculardan Ferdinand, Baroş, Onur Tuncer ile yolları ayırdınız, önceki kadrodan Deniz’i de gönderdiniz.
Ferdinand’a hiç oynamadan 250-300 bin Avro ödemek zorunda kaldınız.
“Çaykur Rizespor’lu Cenk Ahmet Antalyaspor’da” diye twit attınız. Bir gün sonra Kayseri Erciyesspor’a imza attı.
“Yobo ve Dany” dediniz, sonra da “Bunların defterini kapattık” dediniz.
“İsmail Aissati tamam” dediniz, ancak pürüz olduğu ortaya çıktı.
Sürekli gündemde tuttuğunuz ve “Geldi, gelecek” denilen Alexander Hleb resmi imzayı Torku Konyaspor’a attı.
Bizzat gittiğiniz Hollanda’da “Bitirdik” dediğiniz Eyong Enoh’un transferinde çeşitli pürüzler olduğu bizzat menajeri tarafından açıklandı.
Sayın Başkan…
Basına sık sık demeç vererek kendinizin ve kulübün güvenirliğinizi sarstınız.
Bu tutarsız söylemlerle krizden çıkamazsınız.
Krizden çıkamayacağınız gibi Antalyaspor’u da alaşağı edip batırabilirsiniz.
Yukarıda dile getirdiğim konular maalesef kötü günlerin habercisi gibi.
Taraftarı önce umutlandırıp, sonra da umutsuzluğa sevkedebilecek söylem ve eylemlerden artık uzak durun. Basın ve taraftarla aranıza şimdilik bir mesafe koyunuz. Kâin gibi konuşmaktan vazgeçiniz. Transferler kesinleşmeden demeç vermeyiniz. Yönetim kurulu üyelerinizle istişare ediniz. Bunları yapmadığınız sürece Antalyaspor’a karşı olan güven azalır ve umutsuzluk başlar. Umudun olmadığı yerde ise başarısızlık vardır.
Sayın Başkan…
Lütfen söylediklerimi düşünün.
Birkaç gün konuşmamayı deneyin mesela.
Konuşacaksanız bile hiç olmazsa doğru ve gerçekleşmiş konuları konuşun.
Değilse size karşı ciddi anlamda homurdanmalar başladı.
Bu homurdanmalar üzerinize bir leke olarak yapışabilir.
Bu lekeyi temizlenmeniz de epey uzun zaman alır.
Ben uyarımı yapayım, gerisi size kalmış.