Büyükşehir Belediyemiz Kırcami bölgesi için 1/5000'lik planı onayladı. Başka bir deyişle Kırcami'yi imara açacak süreç başlamış oldu. Şimdi sormak lazım hani orası tarım alanıydı. Hani orayı imara açmak çevre katliamıydı. Kimi STK'larımız nerede? Hiç biri ortada yok.
Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi zaman içerisinde onlar da düşüncelerinin yanlışlığını fark etmiş ve yaptıkları hatadan dönmüşlerdir. Onlar da artık Kırcami'nin imara açılması gerektiğini düşünüyorlardır. Eğer böyleyse kendilerini kutlamak gerek.
Suskunluğun olası ikinci sebebi daha vahim: Siyaset... Yakın oldukları partide bir makam, bir koltuk beklentisi olan kimi STK başkanlarımız şimdiki süreçte sessiz kalmayı tercih etmiş olabilirler.
Bu daha vahim çünkü böyle bir durumda niye Antalya halkının onları hiç umursamadığı, halka açık yaptıkları her türlü gösteri ve toplantılara neden bir avuç kişinin katıldığının cevabı da böylece ortaya çıkmış olur. Eğer sen yandaş olduğun partinin yaptıklarına sessiz kalır da, muhalefet ettiklerinin yaptıklarında kıyameti koparırsan bu halk da seni dinlemez. Bu kadar basit...
Yıllar yılı dillendirdiğimiz şey basitti. Bu ülkede mülkiyet hakkı koruma altında. Kimseye ev alma diyemezsin. Şu mahalleden alma bu mahalleden al da diyemezsin. Ülke içi serbest dolaşım hakkı var. Kimseye Antalya'ya gelme diyemezsin. Bunları diyemiyorsan yapman gereken şey şehri bilimsel kriterler çerçevesinde imara açmaktır ki çarpık kentleşme olmasın.
Konut talebinin olduğu bir yerde eğer atıl yerleri planlı imarlaşmaya açmazsan o evler şehrin başka yerlerine yığılır ondan sonra da trafikle, kalabalıkla, ulaşım sıkıntılarıyla uğraşır durursun. Hakan Tütüncü'nün dev eseri seyir terasına çıkıp şehre bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Ortası beton yığını, iki yanı bomboş.
Kırcami'nin tarım alanı olmasını da kabul edemiyorum. O çevre kirliğinin içinde yetiştirilen ürünleri kim yemek istiyorsa yesin ama ben egzoz dumanlarına 10 metre mesafede yetişen domatesi yemem, çoluğuma çocuğuma da yedirmem. Tarım, havası suyu temiz yerde olur. Dumanın içinde değil.
Planın getirdiği anlayışa karşı çıkanlar olacaktır. Ama neticede mecliste gerekli oyu alarak geçmiştir. Bana göre de planın yanlış kısımları var. Ancak kimin haklı olduğunu şimdiden kestiremeyiz. Ancak on sene sonra bakıp görebiliriz. Belki de biz yanlış düşünüyoruzdur. Onun için de beklemekte fayda var.