“Antalya’da piknik” denilince ilk akla gelen yerlerin başında 12 Eylül Koruluğuyla (Şimdiki Beach Parkın bulunduğu alan) Topçam gelirdi.
Sonra Büyük ve Küçük Çaltıcak devreye sokuldu..
Kepez altına da gidilir, millet bulduğu ağaç gölgesinin altına eşyalarını serer, akşama kadar
Gel keyfim gel!..
Kepez üstünü de unutmamak gerekir.
Özellikle de, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün titizlikle yaptığı Kent Ormanı Piknik alanıyla, Döşemealtı eski belediye başkanı Nurettin Tursun tarafından yapılıp vatandaşın hizmetine sunulan Nebiler tarafındaki piknik alanları da resmen göz kamaştırıyor..
Sarısu piknik alanı özellikle Pazar günleri resmen insan istilasına uğruyor.
Muhittin Böcek’in yaptırdığı Naşira Piknek alanına gidebilmek için her vatandaşın yanında en az 50 TL para götürmesi gerekiyor ki, giriş ücreti cep yakıyor.
Ama artık önceki gün itibariyle benim piknik olayındaki favori yerim, Konyaaltı sahilidir.
Yıllardır vatandaşların deniz keyfi yapabilmeleri adına yasaklanan piknik olayının önü, Büyükşehir Belediyesi’nin CHP ve MHP’li meclis üyeleri sayesinde resmen açılmıştır.
Zira Konyaaltı sahili, CHP ve MHP’li meclis üyelerinin ret oylarıyla sahipsiz bırakılmış.,
Dünyaca ünlü sahilimizin kaderi, Milli Emlak Müdürlüğünün inisiyatifine bırakıldığının herkesçe bilinmesinde fayda vardır.
Şarapçıların.
Seyyar dondurmacılar.
Dilenciler..
Midyeci, simitçi.,
Hatta röntgenciler ve kapkaççıların gözü aydın!..
“Konyaaltı sahiline 7 bin şezlong, 3500’er adet şemsiye ve sehpa koyup, hiçbir ücret almadan vatandaşın kullanımına sunacağız” deyip, “Daha önce 24 adet olan büfe sayısını 10’a indirip, yiyecek ve içecekleri makul fiyatlarla satılmasını sağlayacağız” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e CHP ve MHP’li meclis üyeleri, “Hayır. Böyle bir şey yapıp, Konyaaltını milletin kullanımına bu şekilde açamazsın” mantığını güdüp, ret oyu verdiklerinden dolayı, ünlü sahilimiz ne yazık ki ortada bırakılmıştır.
Yani artık sahipsizdir.
Bu nedenledir ki, ben piknik mi yapmak istedim.
Ne sarısuya kadar gidip benzin yakmaya gerek duyacağım.,
Ne de Kepez üstüne çıkma zahmetine katlanacağım.
Çıkacağım evden.
Beş dakika sonra Konyaaltı sahilindeyim.
Açacağım şemsiyemi.,
Sereceğim yazgımı.
Yakacağım mangalımı.
Giyeceğim şortumu. Mangal yanıp, kömür kor oluncaya kadar denizime girip, kulaç atacağım.
Ardından çıkıp, havlumla kurulandıktan sonra, atacağım etleri mangala, pişirip, rakımı da yudumlayarak Akdeniz’in dibinde gel keyfim gel yapacağım.
Bana kim karışacak?
Sahibi olmayan yeri kim sahiplenebilir ki?
Ancak Milli Emlak Müdürlüğü..
Onlar desen hafta sonu benim gibi tatildeler..
Eeeee.,
Sahipsiz yer dedikleri Konyaaltı’nın gerçek sahibi vatandaş değil mi?
Ben de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olduğuma göre.
Orası benim.
İstediğim gibi de kullanırım.
Sahipsiz bırakanlar utansın..