Berkin Elvan…
Henüz 15’inde aramızdan ayrıldı.
Milyonlar O’nun için ağladı, O’nun için yürüdü.
Dün son yolculuğuna uğurlandı.
Nur içinde yatsın.
Yaşanan bu acı bütün toplumun ortak acısı olmalı.
Böyle düşünürsek karanlıklar çıkar aydınlığa.
Berkin’i bizden koparanlar mutlaka bulunmalı ve adalete teslim edilmeli. Bu yapılmadıkça acının hafiflemesi mümkün değildir. Yürüklerdeki yaraların kapanması mümkün değildir.
Maalesef bu ülkede acımızı bile yaşayamaz olduk. Birileri çıkmış “Berkin ekmek almaya gitmiyordu” diyor. Elinde sapanla çekilmiş fotoğrafını gösterilerek olay meşrulaştırmak istiyor. Tıpkı Uludere’de ölen 34 kişi için “Onlar kaçakçıydı” dedikleri gibi. Velev ki Elvan eyleme katıldı. Sapan da kullandı. Bu öldürülmesini meşrulaştırır mı?
Gelelim eylemcilere. Elbette en demokratik haklarını kullanacaklar. Sokağa da çıkacaklar, yürüyüşler de gerçekleştirecekler. Slogan da atacaklar, sorumluların bulunmasını da isteyecekler. Bu şiddet doğurmadıkça sorun olmamalı. İşyeri ve kamu mallarına zarar verilmekten kaçınılmalı. Kısacası eylemler hiçbir zaman kanunlar çerçevesi dışına çıkmamalı.
Maalesef bazı iyi niyetli olmayan göstericiler en demokratik olan bu hakkı gölgeliyor. Bugün alanlara inenlerin hepsinin Berkin Elvan için indiğini söylemek güç. Acı üzerinden prim elde etmek isteyen bu kişilerin tek bir amacı var iktidarı zorda bırakmak. Bu tutum maalesef gösterileri amacından uzaklaştırıyor. Buna dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bugün Berkin’in ölümüne üzülenler başka kimsenin ölmesini istemez, istememeli. O halde Türkiye’nin kanayan yarası olan 30 yıllık çatışmaların son bulmasına destek olmalı. Kimsenin atmaya cesaret edemediği adımları atan Başbakan Erdoğan’ın akan kanı durdurmaya yönelik çabasını desteklemeli. Bir yıldır ölüm haberlerinin gelmemesine sevinmeli. Annelerin gözyaşı dökmemesini mutlulukla karşılamalı. İnsanlığın gereği de budur. Bunun dışındaki hareketler çifte standart olur.