Muhafazakâr camianın hassasiyetlerinden birisidir tatil.
Özellikle denize girmenin her türlü yolunu ararlar.
İnanç gereği, hanımlarının ayrı bir yerde ve gözden uzak, bayanlarla birlikte tatil yapmasını arzu ederler.
Bize de en doğru olanı saygı duymak düşer.
Tabii bir de inancı gereği öyle düşünmeyip, sadece özgürlüğü gereği bayanlarla birlikte yüzmeyi, güneşlenmeyi tercih eden bayanlar da vardır.
Onların da hakkı diye düşünüyoruz.
Bütün bunlara ölçülü ve saygılı yaklaşmak gerekir. Bakınız biri inanç özgürlüğünü kullanmak istiyor diğeri ise bunu bireysel bir hak olarak görüyor. Aslında temelinde her şey de bireyselliğe çıkıyor.
Bu hadiseyi bağnazmışçasına görenler de olabilir. Onlara da saygı duymak gerekir.
Nihayetinde herkesin kendi düşüncesidir. Ta ki o düşünce karşı tarafı baskı altına almayana kadar…
‘Efendim ayrı plaj mı olurmuş’ sorusu patlatılmaz mı şimdi!
Olur, bayanlara ayrı hamam oluyorsa, neden ayrı plaj olmasın?
Şimdi konuya bir kez daha dalalım.
Bakın söylediğimiz üzere bu durum, muhafazakârlar başta olmak üzere; plaj magandalarından uzak, kız kıza denize girmeyi düşünen hanım ablalarımızın ortak sorunudur.
Kadın kadına denize girme talebi olanlar Ege veya Akdeniz’deki otellere yönelirler.
Ama nedense bu oteller normal tesislerden oldukça fahiş ücretlere konaklatır.
Muhafazakâr bir ailenin tatil imkânları böyle sınırlıdır. Kendini muhafazakâr olarak tanımlamayıp sadece bayan plajı kullanmak isteyen insanımızın da imkânı sınırlıdır.
Bu otel meselesine gelince, sitemimi etmeden geçemeyeceğim.
Ortadoğu, Arabistan Yarımadası’nın ya da gurbetçi profilinin kesesine hitap eden bu oteller bizim insanımızı ise sadece sömürmenin peşindedir.
Yazık..
Ve ağır mı olur bilemem ancak bu yapılan; din ve inanç tacirliğinden başka bir şey değildir.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Sarısu Kadınlar Plajı bana göre kente ve kentte yaşayan bayanlar adına gerçekleştirilmiş büyük gereksinim duyulan bir projedir.
Ve böylesine önemli bir proje çok kısa sürede ortaya çıkartılıp, 2014 yaz sezonunun tam ortasında hizmete sunulmuştur.
Neymiş?
Demek ki istenildikten sonra akılların ucundan dahi geçirilmeyen projeler insanların yararlanabilmesi adına hayata geçirilebilinir-miş.
Zira, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamı yan gelip yatma makamı değildir..
Türkiye’deki Kadınlar Plajı ile ilgili küçük bir bilgi aktarmak gerekirse eğer;
Kuşadası Kadınlar Plajı’nın ününü bilmeyen yoktur.
Sarıyer Rumeli Altınkum Kadınlar Plajı
Yalova Esenköy Kadınlar Plajı..
Akçakoca Kadınlar Plajı.
Fethiye Çiftlikköy Kadınlar Plajı, örneklerindendir..
İnancı gereği böyle düşünen ya da inancı gereği öyle düşünmeyip, kadın kadına denize girmek isteyenlerin rahatlıkla gidebileceği yer olarak hizmete sunulan Sarısu Kadınlar Plajı ile ilgili ilk başlarda neler yazılıp, nelerden dem vurulmadı ki?
Ama zamanla aklın yolunun bir olduğu konusunda çoğunluk birleşti.
Son Sarısu Kadınlar Plajı bombası ise ‘Üstsüz güneşlenirim, güneşlenemezsin’ konusuydu..
Teşhirci zihniyetli olarak hareket etmek ayrı, kadın kadına özgürce davranış biçimi sergilemek ayrı..
En önemlisi de, gündeme oturabilme mantığı gütme olayı..
Bence sonuncusu!..
Duydum ki Kadınlar Plajı’nın müdavimleri olarak çoğunluk yerleşik Rus’lardaymış.
50 yıldır Antalya’da yaşıyor olup da, sırf inancı gereği herkesle aynı ortamda denize giremeyen kadınlarımızı düşünmek, “Kadınlar plajını istemiyoruz” diyen bayanlarımızın hiç mi aklına gelmez?
Antalya’da seçeneklerin çoğaltılması neden birilerini rahatsız eder anlayamıyorum. 
Her şey siyaset mi?