29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi CHP’den Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Mustafa Akaydın, ‘Yaparsa Hoca Yapar’ sloganını kullandı.

Alt başlığında ise ‘100 bin kişiye iş’, ‘100 yıllık hatadan dönülecek’, ‘Antalya üniversiteler kenti olacak’, ‘Bedava elektrik’, Antkart gidecek Halkkart gelecek’ gibi sloganlar kullanarak seçmeni etkilemeye çalıştı. Bunda da başarılı oldu ve koltuğu Menderes Türel’den devraldı. O dönemde koltuğa oturması da olay olmuştu. Türel’i ‘Yuh Yuh’ şarkısıyla uğurlamış, bu davranışı herkesçe eleştirilmişti.

Sonuç itibarıyla Antalya’nın anahtarını 5 yıllığına eline alan Akaydın Hoca, ilk iş olarak Türel’in hizmetlerini yok etme çabası göstermişti. Bırakın 100 bin kişiye iş vermeyi, belediyede temizlik yaparak birçok emekçiyi kapı dışarı etmişti. Temeli atılan 33 bin kişilik stadyum çalışmalarına nokta koydu. Antkart’a ‘Rantkart’ diyerek iptal etti, yerine Halkkart’ı getirdi. Bunu da bir ay önce kurulmuş bir firmaya teslim etti. Ardından yaşanan rezaletleri hepiniz biliyorsunuz. Tekrardan yazmama gerek yok.

Getirdiği Halkkart’ın başına bela olacağını, özellikle de A Kent Firması’nın belediyeye ödemesi gereken yüzde ikilik payın sorun teşkil edeceğini günlerce yazdık. Gazetemiz İstihbarat Şefi Şükrü Ağırman bu konuda onlarca haber yazdı ve suç işlendiğini vurguladı. O tarihte bizi eleştirenler oldu. Yanlı davrandığımız söylendi. Ancak zaman bizi haklı çıkardı ve dediğimiz oldu.

Peki ne mi oldu?

Sayıştay, Mustafa Akaydın’a kamuyu zarara uğrattığı gerekçesi ile 2 milyon 181 bin lira zimmet çıkardı. Karar Büyükşehir Belediyesi tarafından Akaydın’a tebliğ edildi. Akaydın temyiz başvurusunda bulunmadığı için karar kesinleşti. Yani bunun anlamı şudur; Bu parayı Akaydın Hoca cebinden ödeyecek.

Sevgili Hocam Akaydın, o tarihte dediklerimizi dikkate almış olsa ve bize önyargıyla yaklaşmamış olsaydı bugün bu parayı ödemek zorunda kalmayacaktı. Ayrıca Antalyalıların hakkının yenmesine vesile olmaz, siyasi kariyerine de böyle bir leke getirmezdi. Ama o bizi değil çokbilmiş dostlarını dinlemeyi uygun buldu. Eee ne diyelim, kendi düşen ağlamaz.