Erdem Armen, Hasan Gürsel Karabayır, Mustafa Karaman, Deniz Fırat Budak, Hüseyin Kazancı, Edip Kemal Bahadır ve Mehmet Remzi Sadi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Konyaaltı ve Muratpaşa Belediye Meclis Üyeleri.
Tabi ki aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri.
“Kepez, Aksu ve Döşemealtı’ndaki CHP’li Meclis Üyeleri neden orada yoklar ki” diye kimse sormasın, Umre’ye giden var, Akaydın’ın yanında duran ile evde belki de çocuğuna bakanlar.
Herkes her yere gidecek diye bir mecburiyet mi var?
Son Mecliste Başkan Mustafa Akaydın ile Encümen ve Komisyon seçimlerinde gurup kararı restleşmesinin yaşandığı CHP’nin 9’ları, dün İl binasında basın toplantısı yaparak gelişmeler hakkında bilgiler aktardılar.
Biz de gittik.
Toplantı saati 12.00. Sabahın köründe kalkıp, kahvaltımızı yapmışız ve öğlenin tam ortası. Dolayısıyla karnımız zil çalıyor ama biz sıkış tepiş doldurulduğumuz odada, hemen önümüzde oturan gurubun sözcüsünün açıklamalarını aç aç (!) dinliyoruz.
Su yok, çay yok ne bileyim, “Bir pasta tabağı neyim olmaz mı” diye düşünürken, toplantı odasına iki adet Genpa poşeti getiriliyor.
İçerisinde sular var.
Erdem Armen, “Damağım kurudu su içmem lazım” deyip, su istiyor. Dağıtılan sulardan birisini kapıp, CHP Konyaaltı İlçe Başkanı eski dostum Şefik Dirgen ile paylaşıyoruz.
Armen konuşmasını sürdürürken, dışarıdan içeriye 3 adet pasta tabağı uzatılıyor ki, “Neden yok” diye düşündüğüm anda o tabakların gelişini görünce utanıyorum.
Bir de ne görelim üç tabağın tamamı da, CHP’li gazeteciler olarak bilinen Abdullah Yalçın ile Salih Karadağ’ın önlerine konulmaz mı?
Hemen yanı başımdaki Esra Altunkes’in kulağına fısıldıyorum.
“Mustafa Akaydın’ın son çıkışları baz alınıp ta, bunlar dağıldı falan kimse zannetmesin. Adamlar bir birlerini nasıl tutuyorlar görüyor musun? Pasta tabaklarını bile partili gazetecilerin önüne koyuyorlar” söylemimi Remzi Sadi duydu. Hemen pasta tabaklarının birisini, “Al aç karnını doyur” dercesine önüme dank diye koydu.
Ar meselesi yaptım.
Karışık bir pasta tabağıydı ve içerisinde benim çok sevdiklerimden de vardı ama yan gözle bile bakmadım, çevirdim kafamı Erdem Armen’e doğru. Bir iki dakika ya geçti, ya geçmedi, önüme konan pasta tabağı yok olmuş.
Şu şöyle oldu, böyle değildi, filanca konuda kamuoyu yanıltılıyor. Biz kökten CHP’liyiz ve parti kuralları doğrultusunda hareket ederiz vs, vs, vs.
Toplantının tek bir özeti vardı o da, “Yatsıya kadar yanacak mum ile değil, CHP’nin sönmeyen ışığıyla halkımıza duyurulur” hitabı.
Toplantı sırasında bir iki soru sordum onlara buradan gireyim mi, girmeyeyim mi çok düşündüm.
Ama gireceğim.
Müthiş 9’lara dedim ki, “Meclis toplantısından 15-20 gün evvel İl Başkanı çıkmış, partili Büyükşehir Belediye Başkanı için, nasıl seçtirdiysek, indirmesini biliriz gibi büyük bir laf etmiş. Ve bu lafı eden kişinin başkanlık edeceği gurup toplantısında alınacak kararları ben de kabul etmem, çıkacak her sonucun dağ gibi karşısında dururum” dedi.
Mustafa Karaman atıldı, “Biz parti tüzüğü ve talimatları doğrultusunda hareket ederiz.
“Sizler biz artık bundan böyle gurup toplantılarıyla, meclis toplantılarını gider gelir, Akaydın ile asla yan yana gelmeyiz mi diyorsunuz” diye ikinci sorumu sordum.
Ve üçüncü sorum.
Diyelim ki Akaydın sizlere haber saldı. Ve bir mekanda topladı. Aldı mikrofonu eline, “Arkadaşlar ben yanlış yaptım, siz haklıydınız. Ve beni affedin bundan böyle seçildiğimiz bu kent için CHP’liler olarak uyum içerisinde çalışalım. Tepkiniz ne olur?”
Gülüşmeler.
“Böyle bir şeyi tahmin edebilmek bile mümkün değil. Çünkü Akaydın’a göre silahlar çekilmiştir, bize göre ise testi kırılmıştır” gerekçesi.
Sahi ya.,
Milletin bunları tercih etmesi olayında acaba hala vicdanlar rahat mı?
Benim bu yazıyı yazarken bile aklım hala toplantı odasındaki pastalarda da!..
Trend Haberler

Antalya Büyükşehir'den zam yağmuru!

İtirafçı bürokrat bombayı patlattı: Aslan payı Böcek’in!

Emin Hesapçıoğlu, Okan Kaya, Tuncay Saruhan... Son operasyona 5 tutuklama kararı

Konyaaltı’nda özel buluşma

Emin Hesapçıoğlu tutuklandı

Antalya’dan birlik ve kardeşlik mesajları verildi: ‘Terörsüz Türkiye siyasi değildir’