Genel seçimlere; 7 Haziran’a sayılı günler kalmaya başladı. Antalya’da şu anda ki fotoğraf, biz gazetecilerin deyimi ile biraz flu görülüyor. Ne zaman netleşir sorusunun da yanıtı, 7 Nisan’da belirlenecek, kesin adayların listelerinin açıklanmasıdır.

Ak Parti, temayülünü yaptı, Ankara’ya gönderdi. Seçim hazırlıklarına çoktan başladı. Bir adam önde gitmekte…

CHP, hala ön seçim hazırlıkları ve kulisleri ile uğraşmakta… Ön seçime kilitlenmiş, orada patinaj yapmakta…   

MHP ise, alargaya alınmış gemi gibi seçim sathı mahallinden uzakta demirlemiş durumda.

Yine en hareketli parti, kuşkusuz Ak Parti… Ve seçimden birinci parti olarak çıkacak. Bu sonuç Antalya’ya da yansıyacak kanaatindeyim.

Ak Parti’nin seçimlerde birinci parti olarak çıkacak olmasının nedenleri çok ve bunu destekleyen unsurlara sahip olduğu da bir gerçektir.

2002’de yüzde 34. 28 ile iktidara gelip, 2007’de yüzde 46.66 oy alan ve son 2011 seçimlerinde oranını yüzde 49.83 gibi rekor bir seviyeye çıkaran Ak Parti’nin 7 Haziran’da benzer bir başarı ile yine tek başına iktidar olması akla, mantığa en yatkın sonuç olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin 2002’den bu yana içinde bulunduğu durum istatistikler ve rakamlarla incelendiğinde ve ülkenin geldiği nokta ile karşılaştırılırsa ortaya çıkan sonuç; matematiksel olarak da, Ak Parti’nin birinci parti olmasını desteklemektedir.

Antalya’ya gelirsek; Ak Parti’nin seçmenin rızasını isteyecek yüzü bulunmaktadır. Vatandaşın karşısına 2002 yılından itibaren başlayan olağanüstü bir kalkınma hamlesi, vesayetleri yıkan bir parti ve 2023 hedefleri olan bir kimlik ile çıkacaktır. Yine Antalya’da ki en büyük kozu da, 2004-2009 yıllarındaki Ak Parti belediyeciliğinin 2009-2014 arasındaki CHP belediyeciliğiyle kıyaslanması olacaktır. Ak Partili adayların 2004-2009 yıllarındaki hizmet yağmuru ile, “lay lay lom” dönemini yani; Mustafa Akaydın’ın Antalya’ya neler kaybettirdiği son 5 yılı anlatmakta güçlük çekeceklerini sanmıyorum. Rakamlar ortadadır ve bazıları gibi “yalan” söylemezler. Ne kadar maniple edilmek istense de bu gerçeği silmek mümkün değildir.

CHP’nin ise, hangi yüzle Antalyalıdan oy isteyeceği de meçhuldür. Geride bir 5 yıllık belediyecilik enkazı vardır. Antalya’ya ihanet edilmiş bir dönem algısı kentte hakimdir. Bir yıl önce Ak Parti’nin Menderes Türel ile belediye seçimlerini kazanması da, vatandaş nezdinde bu ihanet döneminin tezcili olmuştur. Antalyalı, CHP’li Büyükşehir Belediyesinin ve Akaydın’ın bir kez daha kenti yönetmeye talip olmasını reddetmiştir. Ayrıca 2011 genel seçimlerinde CHP’li belediyenin iş başında olmasına rağmen CHP Antalya’da ikinci parti konumuna düşmüştür. 2007’deki vekil sayısı Ak Parti ile başa baş iken, 2011’de tablo değişmiş Ak Parti 6, CHP 5 vekil çıkarmıştır.

Bakın, CHP’nin içinde bulunduğu açmazın önemli bir örneğine de, geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile birlikte gittiğimiz Manavgat, Akseki ve Alanya ilçelerinde şahit olduk.

Türel, Akseki’nin 22 yıllık su sorununu göreve gelir gelmez en kısa sürede çözen bir başkan olarak Aksekililere hitap ederken bir noktaya da değinmeden edemedi. Yeni Büyükşehir Yasası kapsamında yapılan görevlendirmeleri manipüle edip, “Türel, bazı memurları buraya sürgüne gönderdi” açıklamasını yapan CHP’lilere “Antalya’nın dört bir köşesine hizmet etmek bizim birinci görevimizdir. Kentin her bir karış toprağı bizden hizmet beklerken, Akseki’ye “sürgün yeri” yakıştırmasında bulunmak Akseki’ye yapılacak en büyük hakarettir. Güzelim Akseki’yi “sürgün yeri” olarak yaftalayanlar şimdi hangi yüzle sizden oy isteyecekler” diye seslendi. 

Bu ve benzer olaylar CHP’li vekil adaylarının karşısına çıkacaktır. Hele hele, zamanında Akaydın’ın Büyükşehir Yasası’na karşı çıkıp “Ben Antalya’ya zor yetişiyorum, ilçelere nasıl hizmet götürürüm.” minvalindeki açıklamalarına muhatap oldukları ilçelerde CHP’li adayların ne yanıt vereceklerini merak etmekteyim.

MHP ise, değindiğim gibi seçim limanının biraz uzağında demirlemiş duruyor… Seçim takvimine göre limana yanaşacak gibi hareket ediyorlar. Ancak bu da MHP’nin handikabı olur düşüncesindeyim. Çabuk hareketlenmeleri gerekmekte… Aday adaylarının tespiti konusunda bir uzlaşma sağlanırsa MHP’nin bu açığı kapatması mümkün… MHP, CHP’ye nazaran “hangi yüzle” konusunda daha şanslı…

Bağımsız aday Hasan Subaşı’na gelirsek, onun da başarılı bir seçim geçireceğini öngörmekteyim. Başka bir yazıda, Subaşı konusu daha da geniş bir biçimde mercek altına alacağız.