“Antalyalının, Antalyalıdan başka dostu yok” denir de, bir şeyler tarif edilmeye çalışılır ya.,
Laf..
Oturduğun koltuk, 2.3 şiddetindeki deprem etkisiyle de sarsılsa, zelzele oluyor sananlar, kıyameti erken kopartmaya çalışırlar.
“Ben gidersem, herkes de gitsin” zihniyetinden.
Sanki o koltuğa Japon yapıştırıcıyla oturmuş, kalkmaya niyeti asla yok.
Ak Parti’de sağcı-solcu gözetilmeden gücüne güç katma yarışında.,
CHP’de partiye üye kaydı yapanlar veya yaptıranlar sahtekar!..
Bir de, “CHP’linin, CHP’liden başka dostu yok” denir ya.,
Tam tersi.
CHP’nin fitil ateşleyicileri de yine CHP’liler..
Eskiden pek böyle olmazdı ama, millet yanar, döner olmaya başlamış da, bunu yeni yeni anlamaya başladık.
Dün CHP’de sahte üye kayıtlarından söz ediliyordu, şimdi de olayı saptırmak isteyenler sahte CHP’li belediye başkanı olayını ortaya attılar.
Yıkanan çamaşır misali bunların kuruması için suyunu sıksanız, şarıl, şarıl sahtelik akacağı bir gerçek.
“Bana arkadaşını söyle senin kim olduğunu söyleyeyim” denir ya.,
“Bana CHP’liliğini söyle, senin CHP’liliğin hakkında kararı yine ben veririm” demekten öte bir şey değil.
Yanlış mı?
Koskoca CHP İl Başkanı-ki Genel Merkez’den gelen yazıdan sonra kocadı mı, kocamadı mı bunu da kendi partililerin takdirine bırakıyoruz, nereden bulup, adını kime danışarak koydularsa, “Demokrasi Hareketi” dedikleri oluşumun sözcüsüne sürgün çıkartıyor.
“Sen git siyaseti doğup, büyüdüğün Gündoğmuş’da yap” diyerek.,
Dam üstünde saksağan, çık tepesinde kuş avla..
Eski CHP Merkez İlçe Başkanı Durmuş Atıcı’ya CHP’de baş gösteren son gelişmelerle ilgili soru sorulup, cevap alınsa. O da iki kelam laf etse.
“Hop Durmuş hoca. Sen de orada bir dur bakalım. Siyaset yapacaksan git doğup, büyüdüğün Kumluca’da yap. Burada işin yok mu” cevabı verilir ki?
Zihniyet, “Her horoz kendi çöplüğünde öter” zihniyeti mi?
O zaman bir baltaya sap olamayan fakat Antalyalıların önüne geçip, Ankara’nın yolunu tutan ama işine gelmedi mi dilediği gibi Sapan muhteremlerin ismi ortaya atıldığında sen ne iş yapardın?
Neymiş.,
CHP İl Yönetimine Genel Merkez tarafından gönderilen ultimatom içerikli yazıdan sonra yapılması gereken en doğru hareket, Özer Ülken ve ekibinin istifa etmesiymiş..
Dahası var.,
O yazı Özer Ülken’in her ne kadar istifa yolunu açıyor olsa da, kendisi bunu yapması halinde partililerin gözünde onurlu bir Özer Ülken olarak kalırmış..
Gaza gelme Özer Başkan.
Sen oto gazlı arabaya bile binmez, benzinden vazgeçmezsin!.
Otur oturduğun yerde, parti çoktan fokurdadı zaten. Senin istifan veya görevden alınman dahi, artık hiçbir partilinin bana göre umurunda bile değil.
Hani.,
Sahte kayıt olayının patlak verdiği günlerde, Özer Ülken’e yöneltilen bir soru vardı ya, “Parti üyelerini silemezsen, kendini silecek misin” diye..
Ne, “Evet” nede, “Hayır” cevabı verilememişti.
Gerek de kalmadı ki o sorunun cevabını öğrenmeye.
Maşallahı var (!) Ülken Antalya’da CHP’yi de, kendisini de öyle bir sona götürüyor ki, silgiye gerek bile kalmıyor.
Genel Merkez’in son gönderdiği yazı da, koca bir çarpıdan başka ne ki?